Mutlu Sonlu Mutsuzluk

2.8K 79 29
                                    

Biraz geç oldu ama çoktandır başladığım bir bölümdü ve bazı sebeplerden ötürü yeni bitti.
Bu bölüm Miran'ın, Azize'nin öz babannesi olduğunu öğrendikten sonra karısıyla arasında yaşanan anlamsız küslüğü ve mutlu sonu barındırır.
Keyifle okuyun, sevgiler..🌾

...

Miran kulübenin verandasında oturmuş boşluğa bakarken zihnide aynı boşlukta hırpalanıp duruyordu. Bomboş hissediyordu. Her şey bomboştu o dakikalarda. Biraz önce evinin avlusunda duyduklarını hafızasının en ücra köşesine itmişti de, Reyyan'ın bunu saklamasını bir yerlere itemiyordu.
Ceketinin iç cebinde duran telefona ısrarla gelen aramaları açmak şöyle dursun telefonun sesini duymuyordu bile. Reyyan'ın deli gibi merak ettiğini düşünemeyecek kadar soyutlanmıştı o dakikalarda. Ne kadar uzun oturulabiliyorsa o kadar uzun oturmuştu keskin soğukta.

Reyyan ne yapsada ulaşamamış meraktan aklını yitirmek üzereydi. Fırattan yardım isteyerek başta Aslanbey otel olmak üzere civarda gidebileceği bütün otellere baktırmış, Miranı bulamamıştı. Son olarak gidebileceği tek bir yer kalmıştı. Reyyan neden daha önce orayı akıl edemediği konusunda kendi kendine öfkelensede bunun vakit kaybından başka bir işe yaramayacağını biliyordu. Fırat'a kendisini kulübeye götürmesini rica ettiğinde vakit sabahı bulmak üzereydi.

Uzaktan kulübenin ışıklarını gören Reyyan derin bir oh çekti. "Başka nereye gidecekti ki zaten eşşek kafam" derken kafasına hafifçe vurmayı ihmal etmemişti.
"Çok yaklaşma Fırat. Burda dur ben gideyim yanına. Yanlız konuşalım"

"Tamam ama gitmiyorum bir yere. İyi olduğunuzu görmeden gitmem"

"Tamam. Her şey için teşekkür ederim" dedikten sonra kapıyı açtı.

"O benim de kardeşim Reyyan. Teşekkür ne demek. Hadi git ve konuşup halledin aradaki meseleyi"

Reyyan hafif bir tebessümle beraber başını öne eğdikten sonra kulübeye doğru adımlamaya başladı. İyice yaklaştığında Miran'ın bitkin halini görmüş boğazı düğümlenmişti. Miran'ı daha önce pek az böyle görmüştü. Koca adam iki büklüm bir vaziyette viraneye dönmüştü sanki. Miran'ı böyle görmeyi beklemiyordu. Onun bu denli bir yıkıma uğrayacağını hiç beklemiyordu. Bir avcuyla ağzını kapatırken boşlukta yankılanmasını istemediği hıçkırıklarını içine hapsediyordu. Birkaç saniye sonra derin bir nefes alarak kendine geldi ve merdivenleri tek tek çıkıp kocasının önünde durdu. Miran hala gözünü boşluktan almamıştı. Reyyan dizlerinin üzerine çökerek kocasının yüzünü avcunun içine almış, gözlerini boşluktan koparıp kendi gözlerine sabitlemişti. Bir eliyle durduramadığı bir iki damla göz yaşını silen Reyyan konuşmaya başlamıştı.

"Neden burdasın, neden açmıyorsun telefonlarımı?" dedi üzgün bir ses tonuyla.

Miran birkaç saniye karısının gözlerine baktıktan sonra konuşmaya güç bulabilmişti "Neden söylemedin bana, neden sakladın?"

"Ben.. Miran ben sizin için sustum. Babam ve sen daha çok kırılmayın, üzülmeyin diye. Sizin için.."

"Sen bize iyilik etmedin. Sen o kadınla işbirliği yaparak onun bizi ayakta uyutmasına yardım ettin" derken ses tonu sertleşmişti.

"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun? Azize hanıma herkesten daha fazla öfkeli olanın ben olduğumu bilmiyormuş gibi onunla beraber iş çevirdiğimi mi söylüyorsun? "

"Ben artık hiçbir şey bilmiyorum. Bildiğimden emin olduğum şeyler bile beni yalancı çıkarıyor" dedikten sonra tekrar etti bastıra bastıra "ben hiçbir şey bil-mi-yo-rum" ardından yüzünü karısının ellerinden kurtararak yana çevirdi. Gözlerini Reyyan'dan kaçırıyordu. Gözlerinde kendini bulduğu kadının gözlerinden kaçırıyordu gözlerini. Bu olabilir şey değildi.
Reyyan'a olan kırgınlığından dolayı Reyyan'ı kırdığının farkında bile değildi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 29, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Yanacaksak ReyMir İle Yanalım 🔥Where stories live. Discover now