Yanacaksak ReyMir İle Yanalım 🔥

"Ben Baba Oluyorum Anne"

Selamlar sevgiler...
Son kısımdaki hissiyatımı umarım sizlere de geçirebilirim. Keyifle okumanız dileğiyle.
Bölümün devamı bana, yorumlar ve oylar size emanet..🌾

.......

Karı koca alınan randevunun ardından yarım saat içinde hastanedeydi. Tüm tetkikler sonucunda  yolunda gitmeyen bir şeye rastlanmamıştı. Son olarak yapılan kan testi sonucunu almak için geldikleri başhekimin odasında, edilen sohbet eşliğinde sonucu bekliyorlardı.

Başhekim Reşat Bey, Miran'ın yakın bir dostunun babasıydı ve iki ailenin çok iyi ilişkileri vardı. Bu yüzdendirki hastahanedeki her adımlarında genç çifte kendiside eşlik etmişti.

Sohbet arasında labaratuvarı arayan başhekim, çifti daha fazla bekletmemek adına acele olunmasını tembihlemeyi ihmal etmedi. Odada keyifli bir hava eşliğinde bunlar yaşanırken, çalan kapıyla beraber elinde bir dosya ile hastahane sekreterinin girdiğini gören Miran, kendisini bekleyen ufak çaplı bir koşuşturmanın vaktinin geldiğinden habersizdi.

"Efendim özür dilerim ama Reyyan Hanım'ın girişinde bir problem yaşıyoruz. Faturanız Aslanbey Otel adına olacağı için, otel muhasebesine ufak bir onay işlemi yaptırmanız gerekti. Sizi bir alt kata, hastahane muhasebesine kadar yoracağız izniniz olursa"

Reşat Bey hemen lafa atılarak "kızım! Miran Bey yabancımız mı, nedir bu acele?" diyerek ufak bir azarlamadan sonra Miran'a dönerek "kusura bakma çocuklar düşünemedi" diyerek mahcubiyetini dile getirdi.

Miran "Olur mu öyle şey. İşlerini yapıyorlar, tabi gidelim" dedikten sonra önce  karşısındaki doktora ardından karısına dönerek "zaten sonuçları bekliyoruz. Ben halledip geleyim" dedi.

Miran'ın sekreterle beraber odadan çıkmasının ardından çıkan sonuçların başhekime elektronik ortamda yollandığı haberinin verilmesiyle doktor Reşat, klayve üzerindeki birkaç minik hareketten sonra bigisayarının ekranını dikkatle incelemeye başladı. Gördüğü ile suratına keyifli bir gülümseme yerleştirerek konuşmaya başladı.

"Anlaşılan her şey fazlasıyla yolunda Reyyan'cım. Hay allah Miran'ında burda olması gerekirdi ama belki böylesi daha iyi olur, belki ona kendin haber vermek istersin"

Başhekimin söylediklerinin altında bir şeyin olduğunu anlayan ancak tahmin yürütemeyen genç kadın sadece söyleneni dinlemekle yetinirken duyduğu son şey, yeni bir hayatın müjdesiydi.

"Gözün aydın hamilesin kızım"

Reyyan yaşadığı şokla bir iki dakika donup kaldıktan sonra anca konuşmaya güç buldu.

"Nasıl? Be.. ben hamile miyim? Hamile miyim?"

"Evet kızım hamilesin. Minik yavrumuz bulantılarla kendini haber vermiş size"

"Hamileyim, ben hamileyim" diyerek elini karnına götüren Reyyan, Miran'dan sonraki en büyük heyecanı tadıyordu. "Hamileyim.."

Aynı zamanda kadın doğum uzmanı olan Reşat Bey, Reyyan'a hemen ultrason kontrolünü teklif etmiş, Reyyan ise Miran olmadan tek başına bu anı yaşayıp yaşamamakta kararsız kalsa da, kocasına kendisinin özel bir anda haber vermesi gerektiğine karar vererek Reşat Bey'in teklifini kabul etmişti. Reşat Bey, Reyyan'la beraber Miran'a söylememe konusunda anlaşmaya vardıklarında muhasebeyi aramış ve Miran'ı uzunca bir süre orada tutmaları konusunda ricada bulunmuştu. Bu sayede ultrason için gerekli vakit kalacak, Reyyan'da bebeğinin neredeyse üç aylık olmak üzere olduğunu öğrenecekti.
Reyyan, üç ay boyunca anlayamamasının sebebini sorunca doktordan, bu tür olayların yaşanabileceği cevabını almıştı. Nitekim adet düzensizliği bulunduğu için kendisi de üç aydır hamile olduğunu anlayamamış sadece yeniden düzensiz bir döneme girdiğini düşünmüştü.