Yeni Heyecanların Eşiğindeki ReyMir🌡

5.6K 77 6
                                    

Reyyan "Yok artık" diyerek bağırdığında ortamın sessizliğinden ötürü ürkmüştü Miran.

"Ne oldu yine Reyyan"

"Aman ne olsun. Küstah baş karakterin dengesizliklerinden birine daha şahit oldu gözlerim o kadar."

"Karıcım biraz fazla abartmıyo musun? Tamamen hayal ürünü olan bir kitaptan bahsediyosun. Adamı kaçıncı kez gömdün yazık"

"Ne demek abartma Miran! Sanki olmayan şeyler" diyerek burun kıvırdığında kitabın ayracını da gereken yere yerleştirerek kitabı kapatmıştı.
Miran, karısının kendine darıldığını anladığında, aynı şeyi yaparak Reyyan'ın elindeki kitapla beraber kendininkini de alıp önlerinde duran sehpaya bıraktı.

"Tamam haklısın. Gel bakalım buraya" diyerek Reyyan'ı iyice kolunun altına çektikten sonra "bardağın dolu tarafına bak" dedi.

"Bardağın dolu tarafı da sensindir kesin"

"Benim tabi, o yazılanlar gibi odun değilim en azından"

"Ay bilemiycem onu bana sormak lazım" diyerek Miran'ın kolundan tek hamlede kurtulan Reyyan ayağa kalkarak "Neyse bunu başka zaman konuşuruz. Hadi kahve içelim. Ev hiç bukadar sessiz olmamıştı. Biraz tadını çıkaralım olmaz mı?"

"Olmaz! Bana üstü kapalı odun diyo gibisin. Bide bunun üzerinde kahve keyif mi yapmayı teklif ediyorsun Reyyan" derken, yapamasa da yüzüne ciddi bir ifade yerlestirmek için kendini zorlamıştı Miran.

Reyyan geriye doğru bir iki adım attığında "Hadiii bu cevabını evet olarak kabul ediyorum kocacım. Ben şimdi mutfağa gidip ikimiz için güzel bi kahve pişiricem. Sende şu ortalığı topla olur mu?" dedikten sonra hızlı adımlarla salon kapısından çıkmıştı.
Miran'ın arkasından "bunu unutmadım bu gece bu mesele konuşulacak Reyyan Hanım" dediğini merdivenlerin başına vardığında anca duymuştu.

"Konuşuruuuz" diyerek geri pası yolladıktan sonra mutfağa gitmiş, iki kişilik mükemmel bir kahve pişirmişti. Gümüş tepsiye soğuk su bardakları eşliğinde fincanları yerleştirdikten sonra mini ikram kâselerine gül lokumu koymayı da ihmal etmemişti. Son olarak bahçedeki güllerden bir tanesini koparıp içine koymak için bulduğu düz bir çay bardağına biraz su koyup tepsinin ortasına yerleştirdi.
O sırada Miran oturdukları salondan kitapları ve telefonları alıp odaya götürmeye niyetlenmiştiki önde Azize Hanım'ın oturduğu, etrafında diğerlerinin sıralandığı, duvarda asılı duran aile resmine gözü takıldı.

"Ahh babanne. Acaba bi seferki niyetin neydiki herkesi toplayıp götürdün Kars'a"

Miran elindekileri odaya bırakmak için avluya çıktığında Reyyan'ın mutfağın önündeki güllerden birini koparmaya çalıştığını gördü. Hınzır bir gülümseme ile "koparma Miraan, dalında güzel Miraan" diyerek önceden yaşanmış bir dayaloğa atıf yaparken Reyyan'da Miran'a bakarak "ay aman hiç bir fırsatı da kaçırma sen. Hem ben koparıyorum ama çürütüp atmam. Kurutup kocama gül suyu yaparım, afiyetle içer diye düşünmüştüm. Sen bilirsin yinede" dediğinde çoktan gülü suya koymuş tepsiyle beraber merdiveni yarılamıştı. Miran Reyyan'a uzaktan kocaman bir öpücuk göndererek elindekileri odaya girmeden avludaki masaya bırakmış, Reyyan'a ve elindeki tepsiye yer açmak için salona koşmuştu. Reyyan merdivenleri bitirdiğinde her şey hazır kendisini bekliyordu.
Reyyan tepsiyle beraber koltuğa kurularak elleriyle pişirdiği kahveyi lokumlarla berbar Miran'a ikram etmiş, tatlı bir sohbet eşliğinde afiyetle içmişlerdi. Önceden kararlaştırdıkları bir filmi açan Miran tekrar yerine yerleşerek karısının başını göğsüne yasladığında Reyyan'ın kolları da kocasının beline dolanmıştı.

"İzleyelim bakalım karımın öve öve bitiremediği filmi. Burda da ikide bir başrole giydirmeyeceksin dimi Reyyan?" demesiyle Reyyan tarafından göğsüne isabet ettirilen yumrukla pişman olması bir oldu.
Miran'ın bunu demesinin üzerinden yaklaşık yarım saat gecmişti. Reyyan izlediği filmden kafasını her çevirdiğinde Miran'ın kendisini izlediğini görmüş, her seferinde tesadüftür diyerek tekrar yüzünü televizyona dönmüştü. Dördüncü seferde de aynı şey olunca kendini tutamadı.

Yanacaksak ReyMir İle Yanalım 🔥Where stories live. Discover now