🍂4.3 Baba Olmak🍂

20.7K 1.2K 184
                                    



İYİ OKUMALAR:)



"Daha uygun bir yerde konuşabilirdik." Esin terlediğini fark ediyordu ama bunun nedeni kesinlikle küçük ortamdaki havanın azalmasıydı. Önünden dosyayı çekip kendine yelpaze yaptı.

"Kimsenin olmadığı bir yerde konuşmak daha mantıklı." Yekta aynı Esin gibi kendisini asansörün duvarana yasladı. Burada kadınla baş başa olmak iyi bir fikir değildi belki ama fırsatını bulmuşken konuşması lazımdı.

"Seni dinliyorum." Esin umursamaz bir tavır sergilerken deli gibi adamın söyleyeceklerini merak ediyordu. Duvardan uzaklaşıp kendisine doğru her adım attığında kalbi daha çok hızlandı. Küçücük alanda daha ne kadar ilerleyebilirdi ki! Ama Yekta alana inat adımlarını ufak bile olsa atıyor ve kendisine daha çok yaklaşıyordu. Yüzündeki damarlar çekilir gibi kaskatı kesilen Esin'in kalbindeki damarlar daha çok kan pompalıyordu.

"Dila'ya ve bana bunca zamandır söylediğin yalanların son bulması lazım." Yekta gömleğinin üst düğmesini açarken planlamasında sıcaklığı katmamıştı. Asansörde konuşmak hiç iyi bir fikir değildi gerçekten.

"Kızıma gerçekleri anlatmamız gerekiyor...babasının burada olduğunu ve kim olduğunu bilmesi gerekiyor." Yekta tek kaşını kaldırıp Esin'in arkaya savurduğu sarı saçlarından bakışlarını çekemedi. Dalgalı,düz, dağınık...her türlüsü yakışıyordu bu kadına.

"Kafayı mı yedin sen?" Esin geriye attığı saçları sayesinde biraz bile olsa rahatlamış, daralması hafif geçmişti. Ancak kısa sürdü çünkü cümlesini bitirir bitirmez Yekta dibine girmişti.

"Yedim lan! Kafayı yedirttiniz bana." Yekta, Esin'i köşeye sıkıştırırken sesinin tonuna ve yüksekliğine dikkat etmedi. Kadına olan zaafı ayrıydı siniri apayrıydı.

"Öylece çıkıp geliyorsun ve hemen gerçekleri söylememi mi bekliyorsun?" Yekta'dan yayılan kokunun dikkatini dağıtmasına engel olmak istiyordu ama elinde değildi kapılmamak. O kadar çok özlemişti ki bu kokuyu. İçine ne karar çekerse çeksin yetmiyordu.

"Ne yapsaydım? tüm ülkeye geldiğimi mi söyleseydim?!" Muhabbet gerçektende değişik yerlere gidiyordu. Resmen saçma bir nedenin kavgasını ediyorlardı.

"Çekil önümden!" Nefes alamıyordu Esin. Adamın kokusunda boğuluyordu. Yıllardır özlediği kokunun bedenini, etrafını sarışına ölüyordu.
Çekilmek adına hareketlendiğinde kolunu saran parmaklar kendisini durdurmuştu. Tenine temas eden tenin sıcaklığı kendisini yakıyordu.
Kafasını hafif kaldırmasıyla göz göze gelmişti koyu kahveliklerle.

"Kim o adam?" Yekta'nın fısıldayışı nefesiyle birlikte yüzüne çarparken az önce çekilen kanlar geri gelmiş, yanaklarını pembeleştirmişti. Hangi adamdan bahsetiyordu hiçbir fikri yoktu Esin'in. Ancak adamın yüzünde ve ses tonunda fark ettiği kıskançlıkla,kokudan ve temastan dağılan aklı başı yerine gelmişti. Deniz'den bahsettiğini fark edince usulca gülümsedi.

"Seni ne ilgilendirir?" Haklıydı kendine göre. İlgilendirmezdi ki bu adamı! Ama yinede ne olursa olsun içten içe sevindi. Kıskanıyordu kendisini ve Esin'e bu bir ömür yeterdi.

"Soruma cevap verir misin?" Yekta gerçekten sinirlenmeye başlıyordu. Öpüşürken gördüğü kişiler yine gözünün önüne gelmişti. Sakince sorduğu sorunun altında aslında tiksinme yatıyordu. Sevdiği kadın gözünün önünde başkasıyla öpüşmüştü ve bunu her hatırladığında midesi bulanıyordu.

"Aç şu zımbırtıyı." Esin soruyu es geçip asansörün  kapısına doğru tekrardan hamle yaptı ama bu kez kolunu tutan el çenesini yakaladı. İşte bu dokunuş donup kalmasına yetmişti. Kalbi ağzının içinde atarken nefes alabilmek için dudaklarını araladı. Burnu adamın çenesine çarparken yüzünü okşayan nefesin kendisini sakinleştirdiğini ve tekrardan büyülediğini fark etti. Elindeki dosya yere düşerken boşta kalan ellerini çenesini tutan ele inat kullandı.

Kader Bağı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now