🍂3.8 Küçük Arkadaş🍂

20.8K 1.2K 276
                                    



İYİ OKUMALAR :))

YEKTA

Ömrü hayatımda belki de ilk kez bu kadar çok yemiştim. Kenan'ın eşi harika ötesi yemek yapmıştı ve ikinci tabağı, kim yese isterdi. Biten tabağımın içine çatalımı ve bıçağımı koyduktan sonra gülerek Eylül'e baktım.

"Ellerine sağlık yemekler çok güzeldi." Yemek konusunda ben de iyi yapardım ama Eylül'ün yaptıkları gerçekten benim yemeklerimin yanında daha iyiydi.

"Afiyet olsun." Gülümseyen karnı burnunda kadına iyice baktığımda Kenan'ın neden evlendiğini anlayabiliyordum. Eylül iyi biriydi...enerjisi ve Kenan'a olan sevgisi bir farklıydı. Şule'nin daha öncesinde Kenan'a aşırı aşk dolu baktığına denk gelmemiştim ama Eylül'de birçok kez denk gelmiştim, geliyordum da. İkilinin mutluluğuna özendim...Esin'le böyle olabilirdik. Ama Okan'a söyledikleri hâlâ içimi yakıyordu. O gün kapısına dayandığımdan sonraki gün eğer karşısına çıkarsam canına kıyacağını söylemişti. Nefreti ölmek istemesine neden olucak boyuttaydı ve bunun sorumlusu bendim, bir başkası değildi. Yaptığım yanlış hareket ve hakaretlerle bebeğimizi aldırmıştı ve bunun yine vebali benim boynumaydı.

"Düğün için geldim dedin peki sonra geri mi gideceksin?" Eylül'ün sorusuyla masadan bakışlarımı çektim. Düğün için gelmiştim ama sonrasını düşünmemiştim. Belki uzaktan sevdiğim kadını görüp hasret giderip geri giderdim.

"Şu anlık bir planım yok." Soğuk su dolu bardağa uzandım. Esin'i görmek istiyordum ama hayatında birinin olduğunu gördüğüm zaman ne olacaktı? Belki vardı belki yoktu ama olma ihtimali beynimi kurcalıyordu. Hatta bu düşünce yavaş yavaş beni tüketiyordu.

"Burada hayatım çünkü resmi olarak şirketini geri aldı. Yarın sabah iş seni bekler Yekta." Kenan sırıtarak bana bakarken şirketi alma gibi bir düşüncem de yoktu. Ama anladığım kadarıyla işlemleri başlatmış hatta onaylatmıştı.

"Biraz dinlenmeyi düşünüyordum ben." Kenan'a, Esin'le olan tüm hikayemi anlattığımda bana çok kızmıştı. Zamanında aynı kötü muameleleri Eylül'e yaşatmıştı ve hâlâ pişmanlık hissettiğini söylemişti. Kaçmamı doğru bulmamıştı ama başka seçeneğim yoktu. Çok zaman geçmişti ve ben bazı şeyleri yoluna koyamazdım.

"Hiçbir şey olmaz sana merak etme...ayrıca şu getirdiğin içki nerede?" Kenan ayaklanıp salondan ayrılırken Eylül karnını okşayıp kocasının arkasından baktı.

"İsim düşündünüz mü?" Eylül olunsuzca kafa sallarken bir anda morali bozulmuştu.

"Düşünüyorum ama çok kararsız kalıyorum. Annemler iki ismi olsun diyorlar ama kendim düşünmek istiyorum...ki annem o kadar çok istediyse bana da iki isim verebilirdi değil m?" Kendince haklıydı. Anneme kalsa o da iki isim isterdi benim için. Ama babamın katı kuralı ile Yekta olarak tek isime  karar kılınmıştı.

"Çok haklısın ama eskiden tüm anneler iki isim istiyorlardı. Annem Servan ismini çok istemiş benim için." Ki Servan'ı kullanmayı daha çok seviyordum. Esin'in ağzından ismimi duymayı her şeyden çok beğeniyordum.

"Servan mı?" Şaşkınlıkla beraber açılan kocaman ela gözler afallamama neden oldu. Yanlış bir şey söylemişim gibi bana bakan kadının şaşkınlığına anlam veremedim.

"Şey...yani çok duymadığım bir isim anlamını merak ettim de...o...o yüzden şaşırdım." Kendisini toparlayan ve bakışlarını normale döndüren Eylül kendisine du doldururken Kenan'ı yokladı gözüm.
Servan ismini bir tek Esin'n kullandığını söylemiştim ona ve şimdi duyarsa muhabbeti açılıp Eylül tarafından da ayıplanmak istemiyordum.

Kader Bağı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now