🍂3.1 Alerji🍂

24.4K 1.3K 317
                                    



İYİ OKUMALAR :)

Bana aşık oluyordu!
Deli gibi atan kalbimin sesini duyuyorken şaşkın şaşkın yüzüne baktım. Bir şeyler demem gerekliydi. Hislerinin karşılıksız olmadığını dile getirmem gerekliydi ama tutulmuştu. Dilim tutulmuş bir şey diyemiyordum. Böyle bir itiraf beklemiyordum ve daha önce kimseden duymadığım laflara nasıl karşılık vereceğimi de bilmiyordum. Yüzünü yüzüme yaklaştırdığında vereceği öpücüğü beklerken çalan telefonu ile ağzından çıkan küfürü işittim. Son zamanlarda çok yakalıyordum küfürlerini ve her ne kadar sevmesem bile Servan'ın ağzına yakışıyordu. Küfür kimseye yakışmazdı ama bu adamda saçma bir şekilde iyi duruyordu. Benden uzaklaşıp yatağına doğru giderken hafiften açılan bornozun önünü geri kapattım. Üstümü giymem lazımdı ama yanımda hiçbir şeyim yoktu. Mecbur Servan'ın kıyafetlerine ihtiyacım olacaktı.

"Ne dedin sen!" Gür çıkan bağırmayla karışık sesi beni korkuturken neden bu denli sinirlendiğini merak ettim. Temkinli bir şekilde yanına gideceğim an yataktan uzaklaşıp pencereye doğru ilerleyen adamı izledim. İlk kez bu kadar sinirliydi ve beni gerçekten de korkutuyordu. Pencerenin tülünü sert bir şekilde çekiştirip dışarıyı görmesini kolaylaştırırken heybetli vücudun arkasından nereye baktığına bakındım.

"Okan, öldürürüm onu bu kez!" Elinde sıktığı tülü geri savurup pencereden ayrılırken yüzüme bir kez bile olsun bakmamıştı. Kimi neden öldüreceğini bilmiyordum ama bu sinirle yapardı. Odadan çıkmasına aldırış etmeden pencereden dışarıya baktım. Gelirken görmediğim ama şimdi dolu olan korumaların evin etrafını sardığını gördüm. Penceren uzaklaşıp Servan'ın yatağa bıraktığı gömleği giyip boxerlarından bir tane de ödünç aldım. Gömleği yeterince kapatıyordu kalçamı ama rahat edemezdim bir şey giymeseydim. Tek sıkıntı içimde sütyen olmamasıydı. Gömleğin düğmelerini ilikledikten sonra odadan çıktım. Önüme düşen ıslak saçlarımı geriye atıp salonda dört dönen Servan'a baktım. Telefonun diğer ucunda olduğunu anladığım Okan'ın söylediklerini dinliyordu sabırsız bir şekilde. Sanki küçük bir şey daha duysa öfkeden deliye dönüp evi başımıza yıkacak gibiydi.

"Dün yoktu orada. Siktiğimin herifi nereden görmüş?" Ve bir yükseliş daha gelmişti. Alnını ovalarken geldiğimi fark etmemişti hâlâ.
Bana uzun gelen gömleğinin kollarını kıvırıp koltuğa doğru ilerledim. Arkası dönüktü ve adım seslerimi duyduğunda kafasını tam çevirmeden oynattı. Ama yine de yüzüme bakmamıştı.

"Senden haber bekliyorum yoksa..." Söyleyeceklerini yuttu ve devamını getirmedi. Odada olmadığımı bilse belki de devam edecekti. Telefonu koltuğa fırlatıp kendisine içki doldurmaya gitti.

"Sabah sabah içmesen." Her sinirlendiğinde ya da her öfkelendiğinde içki içmek ne kadar mantıklıydı? Üstelik sabahın körüydü ve içmesini istemiyordum.
Yürümesini kesip bana doğru döndü. Kısa bir düşünmenin ardından adımları bana döndü. Yanıma oturup avuç içlerime öpücük kondururken sakallarını okşadım.

"Sorun ne?" Yüzünü bu kez avuçlarıma gömdü. Neden bakmıyordu yüzüme?
"Bana bakar mısın?" Avuçlarımı çekip bana bakması için zorladım. Sıkıntıyla nefesini verip kısa süreli gözlerimin içine baktı.

"Beni aldattığı adam seni görmüş dün akşam." Bakışlarını kaçırırken çenesini tutan elimi uzaklaştırdım. Bade'nin olayı yine açılmıştı ve son derece rahatsız hissediyordum kendimi. Birine benzediğim için mutsuz değildim sadece Servan'ın ölen karısına benzemekten hoşlanmıyordum.
Ellerimi kucağıma götüreceğim sırada geri tuttu.

"Uzaklaşma benden." Bakışları tekrardan yüzümü bulurken anlayışlı olmaya çalıştım.

"Canını neden sıkıyor bu durum?" Beni görmüş olması neyi değiştirecekti? Görebilirdi ve bu çok normaldi.

Kader Bağı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now