🍂4.2 Konuşmamız Lazım🍂

20.3K 1.1K 221
                                    


Bölümlerin kısa olduğunu söyleyenler var ve evet haklısınız ama uzun uzun yazdığım zaman bölümler çok geç gelebiliyor. Ben de bunu hiç istemiyorum hele ki sizi bekletmeyi hiç istemiyorum. O yüzden bölümleri kısa tutup arka arkaya hemen bölüm atmaya çalışıyorum. Ayrıca iki gündür nezleyim ve henüz toparlanabilmiş değilim bu yüzden imkanım el verdiği kadar yazdım anlayışla karşılayın lütfen...

-Kitapla alakalı aklınızda bir sahne var mı acaba? Olmasını istediğiniz... merakla bekliyorum yorumları ♥️


İYİ OKUMALAR:)

Dila, elindeki fotoğrafı arkadaşına doğru sallarken Yekta ne diyeceğini, durumu nasıl açıklayacağını düşünüyordu. Yanlış bir şey söyleyip çocuğunu kendisinden uzaklaştırmayı hiç istemiyordu. Ama durumu da nasıl açıklayacağını bilmiyordu. Hızlıca açılan kapı ile bakışları oraya kaydı. Birkaç saat önce gördüğü kadın tüm çatık kaşlarıyla önce kendisine daha sonrada etrafa bakındı.
Esin içerinin dağınıklığıyla şaşkına uğrarken gözlerini tekrardan Yekta'ya sabitledi. Kısa süreliğine ilgisini başka bir işe verdiğinde Dila kendisinden kaçmış, soluğu burada almıştı. Esin'in de aklına direkt burası gelmişti ve yanılmamıştı. Kızı elindeki kağıt parçasıyla kendisine doğru bir iki adım attı.

"Bak! Şen ve ben vayız buyada."Hamileyken çekildiği fotoğrafları görmenin şokunu yavaş yavaş üstünden attıktan sonra bakışlarını tekrardan perişan bir halde oturan adama kaydı. Dün ağzından laf aldıktan sonra araştırmışa benziyordu ve öğrendiği gerçeklerin canını yaktığı apaçık ortaydı. Ne olursa olsun yumuşamayacaktı Esin! Bir kadının duyup duyabileceği en kötü imaları işitmişti. Güveninin nasıl kırıldığını ya da sevgisini görememişti bu adam. Şimdi de Esin görmeyecekti.

"Gidiyoruz!" Elini uzatıp Dila'nın kolunu tutacağı an kendisinden hızlıca uzaklaşan kızının davranışına anlam veremedi.

"Şeyvan'cığımla duymak iştiyoyum ben." Kendisini Servan ismini ağzına almazken kızının ağzından dökülen isim tüylerini diken diken etti.

"Sana yabancılarla konuşmamanı söyledim değil mi!" Yekta duydukları ile hızlıca ayaklandı. Bu kadarı da fazlaydı artık!

"O yabancı deyil benim aykadaşım." Dila itiraz edip annesine küçük bedeniyle kafa tutarken ayağa kalkan adamın bacağına tutundu.

"Arkadaşın değil o! Gidiyoruz dedim." Esin kızının gelmesini beklerken Dila daha çok adama sarıldı.

"Hey şefeyinde yalan şöylüyoyşun...baba gelecek diyoyşun ama gelmiyoy." Dila'nın sıkıntıyla verdiği nefes hem Esin'in hem de Yekta'nın boğazına dolandı.

"Şadece aykadaşımla duymak iştiyoyum...daha vay gitmeye." Okuluna gitmesi için saatin kaç olduğunu bilmiyordu ama daha vakti olduğunu iyi biliyordu Dila. Tek isteği arkadaşı üzgünken onu yalnız bırakmamaktı. Daha neden ağladığını ya da canının yandığını bilmiyordu. Öğrenmesi gerekiyordu çünkü iyi arkadaşlar böyle yapardı.
Bir de bu resimlerin neden burada olduğunu sorması lazımdı. Çok merak etmişti çünkü.

"Sadece 10 dakika veriyorum sana. Hemen yanıma geleceksin sonra." Esin uyarısını yapmış başka bir şey demeden dağılmış odadan kendisini attı. Kızının sorgusu akşam kendisini bulacaktı ve nasıl açıklama yapacağını bilmiyordu.

"Bunlay niye şenin odanda." Dila elindeki fotoğrafı sallayıp Yekta'ya bakarken adamın düşen yüzünü gördüğünde merakı daha çok arttı.

Kader Bağı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now