22-Easy

1.1K 62 14
                                    

"Bu beklediğimden daha kolay oldu." Jimin, Jeongguk'a sarılırken mırıldandı.

"Evet bebeğim, yarın resmen tatile gidiyoruz. Kimse bizi rahatsız edemeyecek."

Jimin dalgınca elini Jeongguk'un karnında gezdirince Jeongguk titredi. Artık dayanamıyordu.

"Sence bunda bir şey aramalı mıyız?" Jeongguk odağını Jimin'in elinden çekmeye çalışıyordu.

"Sanmam. Birbirimize alıştığımızı fark etmiş olmalılar ki, iyice alışmamız için yolluyorlar."

Jeongguk Jimin'in elini tutup durdurdu."Öyle bir alışacağız ki..." Jimin kıkırdadı.

Elinin Jeongguk'u tahrik ettiğini anlamıştı. Bunu tatilde bol bol kullanacaktı.

"Hadi artık uyu güzelim. Yarın yola çıkacağız." Jimin hemen durmazsa Jeongguk dayanamayacaktı.

Neyseki Jimin "Tamam," deyip sokuldu Jeongguk'a. "İyi geceler Kook."

"İyi geceler Chimmy."

~

"Görüşürüz anne, seni seviyorum." Jimin annesine el salladı.

"Ben de seni seviyorum kurabiyem. Kook, Jimin'e iyi bak."

Jimin'in yanında babasına el sallayan Jeongguk "Siz hiç merak etmeyin annecim. Oğlunuz bana emanet."diye seslendi. Sonra ise mırıltıyla "onu deli edeceğim."demeyi de ihmal etmedi. Jimin bunun üzerine onun koluna vurunca kıkırdayıp uçağa doğru yürümeye başladı.

~
Jimin, bacağına dokunulmasıyla uyandı. "Ne oluyor be?" Uykulu gözleriyle etrafına bakınca Jeongguk'un büyük bir ciddiyetle onun bacağını okşadığınk gördü.

Eline vurarak "Hişşt. Otele gitmeden olmaz."deyip güldü. Jeongguk da bunun üzerine sırıtıp elini daha yukarı çıkarınca Jimin kendini sıktı.

Onun zorlandığını gören Jeongguk ise kıyamayıp elini çekti ve Jimin'in önündeki koltuğun cebinde duran çikolata ve gazoza işaret etti.

Jimin sevinçle çikolatayı aldı ve açıp yemeye başladı. Bir yandan da cam kenarındaki koltuğundan dışarıyı izlemeye koyuldu. Bulutları izlemeyi çok seviyordu. Jeongguk da onu...

Kafasını çevirince Jeongguk'un onu izlediğini gördü ve bu sefer sıranın ona geçtiğini düşünüp sırıttı. Elini yavaşça uzatıp Jeongguk'un tişörtünün altından belini okşadı. Gözleri pörtleyen Jeongguk Jimin'in elini yavaşça çekip teslim olmuş halde ellerini kaldırdı.

Bunu gören kabin görevlisi onu çağırdığını düşünüp yanlarına geldi. Rezil olan ikili mecburen birer kahve söyleyip görevli gittikten sonra hallerine güldüler.

~

"Jimin, ben açım, akşam yemeğine inelim mi?"

"Olur, inelim."

Jimin, Jeongguk'un elini tutup yürümeye başladı. Geldiklerinden beri havuzda oynaşıyorlardı. Normalde odaya gitmeyi tercih ederlerdi ama bu tamamen özgür olmalarının bir getirisiydi.

Otelin restoranına girdiler. Akşam yemeği henüz başlamış olmalıydı ki, herkes yeni yeni geliyordu.

Yemeklerini alıp masaya oturdular. Biraz geçmişti ki iki kız utangaçça yanlarına gelip sordular. "Oturabilir miyiz?"

İkili bir süre bakıştıktan sonra olumlu anlamda kafalarını salladılar. Kızlar sevinçle sandalyelerini çekip oturdular. Jimin kızlardan hoşlanmamıştı. Jeongguk ise tamamen eğlencesindeydi.

Jeongguk "Ee kızlar, anlatın bakalım."deyince Jimin ona kıskançlık dolu bir bakış attı o ise masanın altından bacağını okşayarak onu temenni etti.

Büyük ihtimalle gözüne Jeongguk'u kestirmiş olan kız konuşmaya başladı.

"Benim adım Mi Cha, arkadaşımın ise Sun Hee. Buraya bugün geldik."

"Aa ne tesadüf. Biz de." Jimin'in neden huysuzlandığını Jeongguk anlamamıştı.

"Siz onun kusuruna bakmayın. Biraz rahatsız oldu da." Jeongguk Jimin'e bakarak konuştu.

"Rahatsız olduysanız gidebiliriz."adının Sun Hee olduğunu söylediği kız ayaklandı. Jeongguk onu oturtup

"Hayır hayır, o zaten düzelir şimdi."dedi.

Jimin ayağa fırlayıp hiçbir şey demeden restorandan koşarak çıktı. Jeongguk ise arkasından bakakaldı bir süre.

Yine saçma yerde kestim.

BE TO(GETHER) ~Jikook~Where stories live. Discover now