Final-Part 3(SON)

7.2K 194 1.2K
                                    

*İlk iki parttan daha uzun...(8053 Kelime)

*Bu Tüm Partları Sabırla Güzel Biteceğini Hep Soran Okuyucum hurmaagacilina 'ya ithaf ediyorum...

*Keyifli okumalar ❤

Gözlerinin aşkından içtim,bi çare sarhoş düştüm...Sinende gölgelendimde sevdaya tutuldum...Can bilip öldüğüm,bu hikaye burada bitti dediler ya?..

1 Ay Sonra

Uzaklaşan adım sesleri ve her adımda benim dolu bağırışlarım...

Nefes alış-verişim hızlanıyor,ben saniye saniye ellerimden kayıp giden sevdama müphem bakışlar sergiliyorum.Acının belli belirsiz canlılığını rol edinip ağlayan gözlerimi zifiri karanlıktaki meçhul seslere adıyorum.

Metanet kavramını yitiren dizlerim yavaş yavaş çökerken saçlarım arasına daldırdığım ellerimle tel tel koparıyordum.Ruhumu zedeleneyen,benliğimi yakan bu ses tınıları 'Gelme...Git' gibi söylemler kullanırken girdapta kaldığım bu zamana küfrettim.

"Neredesin?"

Duyduğum seslerden daha çok bağırırken yetememişti.Cılız ses dalgası dakika farkla boşlukta kaybolup beni yalnızlığıma tekrardan mahkum ederken yaşadığım bu acı veren sergüzeştin bedelini neyle ödüyordum bilmiyorum...

"Gel."

Arştan yükselen bu tiz sese kulak astım.Diz çöktüğüm topraktan bedenimi güçlükle kaldırabilmiş fakat yinede tökezlemiştim.Önümü buğulanmış gözlerimden dolayı göremiyorken o an kalbimin bana rota olduğunu anladım.

Sendeleyen ayaklarım şöyle bir dursun mecalimi kaybettiğim bu vakitler nasıl yürüyebildiğimdeydi soru işaretim.Nasıl ne demeye kalmadan önümde uçsuz bucaksız bir ova ve yeşillikler içinde milim milim dağılan aile görüntüsü.

Kendimi gördüm...Sevdiğimden uzak bi başıma.Ve ben onu gördüm başka kollarda...

Dünya harabeye dönüşmüş,yer gök ıssızlaşmıştı...Ben tekrar yere çömeliyor ömrümü yiyen feleğe başıma vura vura isyan ediyordum...Hüznün verdiği acıyı bastırmamı isteyen kederli ses tonun sahibine döndüm.

Gözlerim gözleriyle çakıştığı gibi kendimi bambaşka diyarda hissederken omuzumdaki küçük ele baktım.Destek verircesine bir-iki kez vurup,bitti,dedi.Çukurlarımda akmak için hazır bekleyen gözyaşları duraksadı,dolmak yerine duraksadı.

İsmini sessizce söylediğinde gülüp arkasındaki onu bekleyene baktı.Harelerim arkasına değdiğinde ürperip geri çıktım.Avuçlarım ve kalçam yeri boylarken o elini 'Gel' anlamında işaret etmiş,iki elinede aldığı çocuklarla arkasını dönmüştü.

Kafamı hızla olumsuzca sallarken dudaklarımdan dökülen 'Gitme' kelimesi gök kubbede asılı kaldı,duymadı.Tanımadığım o çocukların ve sevdiğimın sırtını bana dönmeleri yetmezmiş gibi onlara koşmak istiyor ama başaramıyordum..

Ağır ağır emekledim,onları durdurmak ve ona hesap sormak istiyordum.Nereye gittiğini ve az öncekileri sormak anlamak istiyordum.Kimdi bu iki kız çocuğu ve o benim bu halimi görmeme rağmen nereye gidiyordu?..Daha nice soru.

Ağzımı bıçak açmazken,sesimi kimseye duyurumazken tüm cihana acı cığlıklarım ansızın yayılı verdi ve tek bir kelime döküldü çatlamış dudaklarımdan...

Acıyla ismini haykırdım:

"Berfin!.."

Gözlerim ardına kadar açılırken kan ter içinde doğrulmuş,başımı onun yattığı yere çevirmiştim.Yoktu...Yoktu işte...Kabus gördüğüme inanmıyor,ha bire onun ismini bağırarak söylüyordum.Alnımdan dökülen boncuk boncuk terleri silip çıldırma derecesine geldiğimde kapı ardına kadar açılmış ve dışarıdan Berfin görülmüştü.

KELEBEK ÖMRÜ (TÖRE) {TAMAMLANDI}Where stories live. Discover now