43.Bölüm/Kaybediş

6.4K 252 736
                                    

▶Bu Kitap Tamamı ile Hayal Ürünüdür ve Tüm Hakları Bana Aittir!!

SINIR : "" 120"" OY!!! ""550"" YORUMMM!!(SINIR DOLMADIKÇA BÖLÜM YOK!!)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

SINIR : "" 120"" OY!!! ""550"" YORUMMM!!(SINIR DOLMADIKÇA BÖLÜM YOK!!)

Anlamamaktı bazen aşk...Görmezden gelip ihaneti yok saymaktı belki...Belkide yaşanmamışlara kucak dolusu bir elveda matemiydi!...Uzaklara dal sevdiğim.Dal ki sen görmeden,belki hiç de hissetmeden gözlerine dalayım...Her insan kaybediyor değil mi?Öyle ya da böyle bizde bu geminin yolcusuyduk ve dibe batmamız an meselesiydi.Her şey son bulmadan denizin mavisi veya gökyüzünün mavisi tenimize karışmadan biz kavuşsak ya...

Hiç kimsenin iyi gelmediği yerden sarıyorsun yaralarımı. Hiç kimsenin dokunamadığı yerden kanatıyorsun sonra.(Kahraman Tazeoğlu)

Siren sesleri bir taraftan havada boşluk gibi kalırken diğer taraftan yer göğe karışmıştı.Tozların karıştığı veya daha doğrusu kan kokusunun karıştığı bu hava mide bulandırıcıydı.Bağırmalar şiddetlenmiş yük kamyonun şoförü olan kişinin durumunun ağır olduğu kulaktan kulağa iletiliyordu.Keza diğer şoför de öyle görünüyordu.

Genç adam gelen ambulansla hastaneye kaldırılırken bilincinin kısmen açık olduğunu belirten hırıltılı bir ses dalgası oluştu.Birkaç sayıklama sesinden sonra ambulansta sadece görevini yapan personellerin sesi kaldı.Genç adamın başı ucunda duran görevlilerden biri hastanın yakınına ulaşmak adına adamın telefonundan önüne gelen numaraya bastı,okuma gereksinimini dahi kendinde bulamamıştı görevli.Birkaç çalıştan sonra telefon açılmadı,buna karşılık son aramalardan çıkıp rehbere girdi. 'Babam' kısmına geldiğinde nedensizce kadının eli titredi...

Telefon bekletilmeden açılmıştı.Yaşlı adamın sesi canlı ve heyecanlı çıkmıştı.Oğlunun kendisini aradığını görünce nasılda heyecanlanmış,mutlu olmuştu zavallı adam lakin alacağı cevap pek memnun etmeyecekti adamı.

"Hazar'ım?"

Genç kadın yutkundu.Alışması gerekiyordu bu tip olaylara ama daha başlayalı çok olmamış genç kadının ruhunu sıkmaktaydı.

"Soğuk kanlı olmanızı istiyorum şimdi beyefendi."

"Oğlum...Siz kimsiniz?"

"Ben sağlık personeli,oğlunuz maalesef bir kaza geçerdi.Şimdi hastaneye götürmekteyiz."

Kadın yeri söylerken yaşlı adamın eli çoktan kalbine doğru yol almış gözleri dolmuştu bile.Ağır gelmişti bu adama hemde öyle bir ağır ki taşımaktan korkmuş sırtlanamayacağına ise üzülmüştü.Sağlık görevlisi genç kadın konuşmasını sonlandırdı büyük bir kayba yol açacağını bilmeden.

Yaşlı adam eli yüreğinde yere çökerken ağzından sadece 'Hazar'ım' ismi çıkıyor kimseye anlatamayacak kadar çaresizdi.Yaşlı karısına nasıl anlatırdı ki,yüreği dayanır mıydı ki?Dayanmaz,hele birde bir oğlu ve bir gelinini kaybettikten sonra diğer oğlunu kaybetmeye elbette yüreği dayanmazdı.Ne yapsın çökmüş adam kime anlatsın derdini?Kimi kalmıştı ki zaten konakta, bir o,birde yaşlı karısı ve çalışanlar.Koskoca konak yaşlı adamdan daha da yaşlanmış, ıssızlaşmıştı.Neler görmüştü de evlat acısı bir başkaydı...

KELEBEK ÖMRÜ (TÖRE) {TAMAMLANDI}Where stories live. Discover now