Burası sandığımdan daha ıssız; Önümde yürüyebileceğim bir yol arkamda beni yutacak bir deniz. Hangisine gideceğimi şaşırmış bir martı gibiyim: Balığa mı yoksa simide mi?.Siz olsanız hangisini seçerdiniz?AŞKA mı yoksa o aşkın uğrunda ÖLÜME mi?Önümü d...
▶Bu Kitap Tamamiyle Hayal Ürünüdür ve Tüm Hakları Bana Aittir!!
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
SINIR : ""12O"" OYY!!
Gözlerinde ki koyu halkalara tutundum ben,zarar versen de bu bedene o halkalarda korundum ben!Ben gözlerinde ki kahveliğine ve yanaklarında ki gamzelerine aşığım ey Yeryüzü!..Ben oraya aitim senin hiç kırmadığın yerlere,hiç öldürmemiş olduğun umutlara aitim!..
Ezman'a odayı göstermiş ve kötü eleştiriler almıştım.Hiç değişmediğini hala koyularla takıldığını,söyleyip beni güldürmeyi başarmıştı.Kuzenini iyi tanıdığını ve eğer ben istersem odanın mobilyalarını değiştireceğimi de vurgulamış ve bana bilmediğim bir cesaret aşılamıştı.Gerçekten de istesem değiştirir miydi çünkü beni de boğuyor bu oda!
Bu arada Emine xanım bana akşam ki kına gecesi için altın setini vermişti.Ve bende onu makyaj masanının üzerine koymuştum en sonda Alara görmeyi çok istediğini söyleyip ben daha ağzımı açıp 'Tamam' demeden odama doğru yol almıştı.
"Çok merak ediyorum biliyor musun?Benim çocukluğumdan beri merakım vardır böyle altın işlemeli mücevherlere ya da kısaca mücevherler!"
"Anlıyorum seni yenge tamam bak burada."
Dememle beraber masanın üzerine ilerleyip altın set için özel hazırlanmış kutunun ağzını açtı.Açar açmaz gözlerinin parıldamasına hafif bir tebessümle karşılamış ve aramızda küçük geçen bir konuşmayla aşağı geri inmiştik.
Saat akşam üzeriyken Emine xanımın sesiyle ilk kattan ikinci kata gelmiş ve ona ne olduğunu kibarca söylemiştim.
"Kızım birazdan yola çıkacağız benim sana verdiğim altın setini hele getiresen unutmayalım sonradan."
"Tamam daye."
Onu onaylamış ve odaya doğru yol almıştım.Birazdan gideceğimizi öğrendiğimde ben gitmeme tarafıydım yani en azından Hazar gelmeden gitmek istememiştim ama görünürde gideceğe benziyorum.
Sıkıntılı bir nefes alış verişten sonra odaya girmiş ve makyaj masasına yaklaşmıştım.O kadar dalgındım ki masanın önüne gelene kadar altın setinin ağzının açık olduğunu ve içinde küpelerin,kolyenin ve bilekliğin olmadığını görememiştim.
Boş kutu görmemle ağzım bir karış açık kalırken elim ayağımda titremeye başladı.Altınlar yok ama kutu tek var!
"Ama...Bu...Bu nasıl olur?"
Dudaklarımın titremesinden ve yutkunmaktan dura dura konuşmuştum.Hiçbir şey değilde ben şimdi kime ne diyecektim?
Boş gözlerle etrafıma bakıyordum ki kapının çalınmasıyla kendime geldim.Ağlamayacaktım değil mi,hayır ağlamayayım lütfen!
