45.Bölüm/Yamalı Sevda

4.4K 240 1K
                                    


▶Bu Kitap Tamamı ile Hayal Ürünüdür ve Tüm Hakları Bana Aittir!

SINIR : "" 100"" OY!!! ""600"" YORUM!!!..( YILDIZA BASABİLİR MİSİN?⭐⭐)

Beni elbet yakan senin sevgindi lakin varlığımdan yokluğuma doğru yolu sen seçtin!..Beni öldüre öldüre bitirdin!..Gönül kafesi alevler içinde yanarken sen neredeydin de beni bile isteye yaktın güzel gözlü kadın?Söyle değer miydi vazgeçmek bizden?Bir kibrit yak karanlığına hapset beni içine,sırf tutunayım kanatlarına...Ben virane,ben darmadağan...

Her şey güzeldi bizden yana...Bir tarafımız yangın yeri,bir tarafımız çürümüş benliğimiz.Bizim mutluluğumuz bundan ibaretti işte...

Bazı sorular vardır insanı sormaktan alıkoyan ve bazı cevaplar vardır kedere boğan...

Tam da bu durumdaydık ikimiz.O sormaktan delice çekindiği soruyu tozlu ses parçacıklarıyla hayata geçirirken ben hala ne cevap vereceğimin derdindeydim.Evet,demem imkansız bir şeydi.Her ne olursa olsun onu seviyorum demek baştan başa saçmalık ve hataydı.Benim kimi sevdiğim apaçık ortadayken nasıl da yüzüne bilerek derdim yalandan da olsa sevdiğimi?

İçim acırdı başta keza bunu tamamlayan sevdam!Çaresizken yeni bir ölüm dileyen başka kimse olamazdı bu durumda.Ne diyeceğimi bilmiyor bununla beraber nasıl tepki de vereceğimi bilmiyordum.

Bir anlık gözlerine öldüğüm adamın yüzüne baktım.Her zerresine kadar böyle bir şeyin olmamasını diler bir hali vardı.Hüzünlendim.Böyle durmamıza,bu şekil konuşmalarda bulunmamıza üzüldüm.

Nereden nereye gelmişti hayatlarımız.Daha dün o uçurumun eşiğinde yeniden duraksarken, ölümüm film şeridi gibi gözlerimin önünden geçerken ben bu soruyla bertaraflığım her şekil kabul etmiştim.Bana göre değilmiş intikam almak,diye geçiyor artık zihnimden.Canım her bakışıyla biraz biraz daha ezilirken kaderime küskündüm.

Başımı olumsuzca sallayıp cama çevirdim gözlerimi.Her şeye rağmen yine susarak kaçmayı istedim,eskiden de olduğu gibi.Onun pişmanlıkları gibi.

"Hayır mı yani?"

Ses telleri heyecanlı ve mutlu geliyordu kulağa.Gözlerim hala dışarda burukça gülümsedim.Oyun çoktan bitmişti anlaşılan,diye bir edayla hafif dışarı doğru başımı salladım,o bunu fark etmeyecek yavaşlıkta.

Sustukça daha çok onu doğruluyordum.Ne yapacağımı en çok bu gibi durumlarda bilmiyordum.Onu ilk sevdiğimi anladığım zaman ki sarhoşluk vardı üzerimde,her an dökülebilir ve kolları arasında kalabilirdim.

Stres ve aşırı heyecanın bana göre olmamasını bilmeme rağmen her saniye bu kısır döngü içerisindeydim...Kolumu yavaşça kavrayıp kendisine dönmemi sağladı.

"Sevmiyorsun değil mi,anlatmadığın bir sorunun mu var?"

Alayla güldüm.Anlatamadığım o kadar çok derdim vardı ki Hazar benim bu dünyaya gelmem bile hataydı herkes için...İçimden dediklerim sadece ruhumu zedeliyordu,benliğimi hiç ediyordu.

"Bir sorunum yok.Ne olabilir ki?"

"Peki...Ya diğer sorum gerçekten seviyor musun Yılmaz'ı?"

Şüpheli gözleri beni sorgularcasına incelerken şu kahrolası soruyu cevaplamak ve kurtulmak istedim.Neden bu kadar çaba gösteriyordu yalana?Duyup da kendine kıyması için mi?

"Ben aslında..."

Telefonun melodi sesiyle aynı anda irkildik.Benim telefonumdu bu.Sevinçten yüzümün kasılmaması için dudaklarımı ısırdım.Son anda yetişmişti yoksa onu daha çok mahvedecektim.Kurtulacaktım bu oyundan başka bir açıklaması olamazdı.Kendimi bana bir güzel hatırlatmıştı Hazar,ben bu değildim!

KELEBEK ÖMRÜ (TÖRE) {TAMAMLANDI}Where stories live. Discover now