29.Bölüm/Sebebi Sen

7.5K 362 497
                                    

▶Bu Kitap Tamamiyle Hayal Ürünüdür ve Tüm Hakları Bana Aittir!!

SINIR : ""95""  OYY!!(SINIR NE ZAMAN DOLARSA BÖLÜM O ZAMAN!!....""95"" Oya Bölüm!!))

Gözyaşlarım ihanetlerini bana birbir sunup naciz bedenimi terk ederken mutluluğumu,gülüşümü yakalayan bir adam bıraktı kendinden.Acıları tek tek çıkarırken zihinim sadece tatlı anıları bütünleştirdi,sessiz sedasız bir çıkış bıraktı geriye!Sevincim gün geçtikçe belirginleşirken gülmeyi unuttuğumu anlamıştım seninle gülmemle!..Ey Yeryüzü sen benim kurumuş toprağım değil umut dolu açan çiçeklerimsin...Gök benken sen asla solmayacaksın Yeryüzü!..

Dün geceyi unutmak mı?Ben her saniyesini aklıma kazımış ve her odaya adım attığım da o kahrolası anı yaşarken gözyaşlarıma hakim olamamış ve sürekli bir yerlerde ağlamak istemiştim.Unutmak neydi ki sonuçta hatırlatanım vardı değil mi?Benim elim her yüreğime çıkışında atmadığını ispatlarken haykırışlarla içimde sustum,evet seviyordum hemde düşünmediğim kadar ama eğer bana kıyıp sahip olacaksa batsın bu sevda ve ölsün...Sessizce ölsün,o bilmeden ölsün,diri diri yansın!..

Kahvaltının hazır olduğu kata inip sofradan ziyade etrafa bakındım.Odadan hala çıkmamıştı,oturup ağlamıştık.Ben acıya hüzne yenilmeyip sağ çıktığıma ve dün geceye ağlarken onun ne için ağladığını bilmeden ağlamasını da izlemiştim.Ve verdiği sözler,içimin yarısını yaktı yarısını yaşattı diyebilirim ama sevinmiştim bilmiyorum işte sevinmiştim,beni seveceğine ve bundan böyle mutlu edeceğine sevinmiştim.

Bunları hatırlaya dururken mimiklerim de değişiyordu,bir üzgün hal alırken bir mutlu hal alıyordu,anlayacağımız o bile ne yapacağını şaşırmıştı.Bu adam bizim hepten dengemizi bozmuştu,hafif sırıtarak kurulu sofraya yöneltim bakışlarımı.Rojda hala tepsi üzerinde bir şeyler ekliyordu masaya,ona yaklaşıp yardım etmeye koyuldum.

"Rojbaş(günaydın) Rojda"

"Rojbaş xanımım(hanımım)"

Tebessümlerimizi de birbirimize iletip masaya döndük,bir yandan da Rojda'nın Kürtçe mırıldandığı şarkıyı anlamaya çalışıyordum ama pek bir şey anladığım söylenemezdi çünkü ağzının içinde geveliyordu,buna daha fazla dayanamayan ben sağ elimi belime koyup Rojda'ya doğru eğildim:

"Ne dersin böyle hele söyle bizde bilek?"

Zorda ağzında gevelediği şarkı sözlerini tamamlamadan şarkıyı kesip sıçradı,korkutmuştum.Belli ki baya dalgındı,şaşırdım.Kaşlarım yukarı kalkıp onu inceledi.

"Ayy xanımım korktum...Ne dedin ki?"

"Derim ki şarkı,şarkının ismi?"

"Haa...Xeribi zore daye(Gurbetlik Zordur Anne)"

Onun bu cümlesinden sonra şakadan kızgın yüzüm düştü,omuzunu sıvazlayıp ona hafifçe seslendim:

"Özlersin değil?"

"Hee xanımım anamı özlerim!Hemde öyle çok özlerim ki onunla kara toprağı pay-"

"Şş deme öyle!"

"Öyle valla eğer gelmeseydim gurbete o da göçmeyecekti,hepsi baw dediğim adamın yüzünden!Allah bilir ya o adamın bize çektirdikleri şimdi fitil fitil burnundan gelir ama yetmez bana.Anama ettiği eziyetlerin yanında hiçbir şey...Oy daye oy!"

Derin bir nefes alıp gökyüzüne yerleştirdi bakışlarını.Rojda anası dört yıl önce kara toprağa vermişti,o buraya çalışmaya gelmişken adi babası yüzünden anası ölmüştü.Hasta karısına bir bardak su vermeyi esirgeyen adamların bu dünya da yaşaması ne acı,ne acı rabbim!

KELEBEK ÖMRÜ (TÖRE) {TAMAMLANDI}Where stories live. Discover now