18.Bölüm/Karar

8.6K 344 428
                                    

Kırılır duyguların bir bir,kimsede aldırmaz!Al işte yeni bir karar verildi,yine ben yenildim!Söz dinlemez yüreğine yenildim!Bu yürek var ya,ceylan kalbim var ya böyle bir acıyı yükleneceğine kırılmayı kabul etti!Her çığlığım da,her haykırışım da tüm Mardin'in yüreği titredi de senin taştan kalbin titremedi!Çünkü yine bana 'acıyarak' kurtardığını düşündün!Sen sürekli bir şeyler düşündün de ben mi hissedemedim Ağam?Ben mi hissedemedim?!

Sofrayı hazırlamıştık Rojda ve Fehime ablayla.Birazdan da konak ahalisi aşağı inerdi de başlardık.Berzan ağanın dediğinden yarım saat ya geçmişti ya geçmemişti ama ben hala o anın etkisindeydim.Bunu fark eden Rojda yanıma yaklaşıp:

"Ne oldu xanımım,bir sıkıntı vardır?"dedi.

Hüzünlü bakışlarımı sofradan alıp meraklı genç kızın yüzünde sabitleştirdim.Gözlerimden üzgün olduğum okunuryordu halbuki benimki üzgünlük çıtasını aşmıştı bile.Elimi yüreğimin üzerine getirip göğsümü sıktım.Rojda'ya ise cevabım net ve bir o kadar da yalandı: 'Bir şey yoktur!' deyip Rojda'yı meraklı gözlerle mutfağa gönderdim.Biraz daha bekledikten sonra her zamanki gibi sofraya ilk gelip oturan kişi:Mehmet Ağa olmuştu!Baş köşeye geçip oturdu,bende hemen ona sahte bir gülümsemeyle bakıp konuştum:

"Rojbaş bav(günaydın baba)"

"Rojbaş rojbaş buke(günaydın gelin)"diyerek önünü sofraya döndü.

Aklıma gelen Berivan'la içimde sabantındır kol gezen heyecan tekrardan başlamıştı.Utanmasam burada tir tir titrerdim ama şüphe çekicide olurdu şimdi.Aklıma gelen binbir soruyla bende tekrardan Mehmet Ağaya döndüm.Etrafı izledim kısa bir süre.Kimse gelmeden birkaç soru sorup aklımda bir türlü gideremediğim merakımı gideremem gerekiyordu.Konağı tepeden tırnağa izledim.Daha gelen yoktu,bunu fırsat bilip hemencik söze girdim:

"Ağam Berivan'dan haber vardır?"

Sofradaki bakışlarını kesip bende sabitleştirdi bakışlarını,kaşları çatıktı!Şüpheyle beni izlemeye koyulmuştu tabii ben hem korkumdan hemde utancımdan başımı eğmiştim.Başımı anca onun sesiyle kaldırdım.

"Yoktur buke!"

"Eyide Ağam Berivan'ı burada mı ararsınız?"dedim hiç düşünmeden ve beklemeden sormuştum.

Mardin'in Ağasının karşısında böyle dengesiz hareketlerim bir gün benim sonumu getirecek ama hadi hayırlısı.

"Bunun ne önemi vardır?Hem dışarda hem içerde ararız!"dedi son cümlesinde kızdığını belli eder ses yükselimini göstermişti.

Korkarak hızla başımla onayladım.Korkutuğumu anladı ki kaşlarını yumuşatıp yavaşça önünü sofraya döndü tekrardan.Elimdeki tepsiyle hemen Ağaya arkamı dönerek önüme bakmadan koşar adımlarla merdivenlere ilerlemeyi düşündüm.Daha yeni birkaç adım atmıştım ki biriyle çarpışmam sonucu yere düştüm.Allah'ım ya galiba bugün çarpışma rekorlarını kırmayı hedefliyorum,bu ne yaa?Acıyla kafamı tuttum çünkü kafam tamda birinin boğaz arasında yanlarda kalan kemiklerden birine değmişti.Acıyla hem kafamı okşuyordum hemde inliyordum.Daha başımı kaldırıp kimdir diye bakamadan onun sesiyle karşılaşınca donup kaldım:

"Ne diye önüne bakmazsın Berfin?"dedi kızarak Hazar Ağa

Başımı elimle tutmuş bir vaziyette kaldırdım.Hakikaten de oydu!Ahanda şimdi yandın kızım,diye içimden geçirmeye kalmadan elini uzattı.Şaşırdım kısaca!Halsizce elimi başımdan çekip onun yüzüne baktım,onun merhametsiz gözlerine baktım. 'hadi' dercesine kaş göz işareti yaptı.Ama ben hala büyük bir şokun içinde olduğum için sadece bakabilmiştim.Anlamadım ama birden bakışları yana Mehmet Ağaya kayınca babası için yaptığını anlamıştım.Bilmiyorum fakat içimde bir şeyler kırıldı,incindim ve az bir şeyde sinirlendim.Bu son bakışlarından sonra azar azar uzattığım elimi geri çektim,sinirle yerden yardım alarak kendim kalktım.Bu yaptığım şeye kızmış olmalı ki elini öyle bir hızla geçti ki yanında geçerken arkadan bana çarpmıştı.Aldırış etmeden hemen mutfağa koştum.

KELEBEK ÖMRÜ (TÖRE) {TAMAMLANDI}Where stories live. Discover now