49.BÖLÜM "DÜŞMEK"

208K 14.8K 13.2K
                                    

SELAM:)

Bu bölüme oy verip yorum yapanlara Allah Kuvars gibi yakışıklı, hali vakti yerinde, zeki, kültürlü, yetenekli, şefkatli  bir bey versin amin <3 Yapmayanlara da Yiğit gibi inşallah ahahahaha. 7000 oya cuma yeni bölüm gelir <3

"Uçmak istiyorsan önce düşmeyi öğreneceksin."

49. BÖLÜM "DÜŞMEK"

Kabus.

Bir kabusun içerisinde olmalıyım.

Sürekli ard arda devam eden, hiç durmayan, hiç es vermeyen, devamlı bana saldıran, devamlı yıkan, ayağa kalkmama izin vermeyen bir kabusun içerisinde olmalıyım... Son bir ayımın başka hiçbir açıklaması olamaz.

Ölüyorum sanki.

Tanıdığım, bildiğim, tüm güvenli sığınaklarım beni terk ediyor ve ben tek başıma ayakta durmakta zorlanıyorum.

"Sen." Merve yürümekte zorluk çeker adımlarla bize doğru ilerlerken gözlerim hızla doluverdi, daha dün Kuvars'a ağlamam için teminat vermiştim, şimdiyse istemsizce dökülüyordu yaşlar.

"Bana bunu nasıl yaparsın Yiğit? Ben senden evlenme teklifi beklerken sen ona-" Merve durdu ve yaşlı gözleriyle bana baktı. "Şu dilsize mi evlen benimle diyorsun?"

Merve'ye açıklama yapmak için kalkan ellerim buz kesti sanki. Parmaklarım ağır ağır avuçlarıma kapandı, tırnaklarım avucumu çizerken söylenecek her şey bitti. Bir yumru boğazımda tıkılı kaldı.

Yiğit gözlerini Merve'den bana çevirdi. "Doğru konuş."

"NE YALAN MI! ACINASI, ZAVALLI, APTAL BİR DİLSİZ!"

Bir damla gözyaşı gözlerimden aktı geçti. Geçtiği her yeri yaktı. Merve'yi arkadaşım sanmıştım, bana destek olmuştu. İlk günden bu yana hiçbir şey değişmemiş miydi?

"Hem sen sen aşağılık, pislik bir şerefsizsin Yiğit! Senden nefret ediyorum!" Merve hıçkırırken onun göğsüne vurdu. "Seninle ev baktık, bunca zaman yaşadığımız her şey yalan mıydı şimdi? Sen onu sevmene rağmen, benim mi elini tuttun!" Merve bağırarak Yiğit'e saldırdı.

"Seni öldürürüm duyuyor musun Yiğit, seni öldürürüm!"

Yiğit yakalarına yapışan Merve'yi geriye itti.

"Eh, yeter! Dön bir kendine bak kızım. Bu şekilde bitirmek istemiyordum ama aklı fikri insanların malında olan, kendini geliştirmek adına bir bok yapmayan, bütün gün aptal aptal televizyonun karşısında dizi izleyen, durmadan dedikodu yapan birisin. Hayattaki tek amacın evlenmek ve birine yamanmak. Senin gibi biriyle aklı olan bir insanın ne işi olur?"

Yiğit Merve'ye bağırınca olduğum yerde kalakaldım. Yiğit'i dövmek, parçalamak istiyordum ama Merve'nin söyledikleri öyle ağırdı ki yapacak başka hiçbir şey bulamıyordum.

"Sen bana kurban ol be!" Merve Yiğit'e bağırdı. "Sen bana kurban ol! Köpek!"

Bir an sonra gözyaşlarını sildi ve Yiğit'e baktı. "Sende sürekli ağlayan, acınası, mızmız Cemre'yi mi sevdin? Ha! Onu mu sevdin! Doğru ya, ben sana buraya gelmeyelim diye ısrar ettim ama sen daha önce kovulduğun yere güle oynaya gelmek için beni kullandın! Belki de tek amacın burada çalışıp Cemre'ye yakın olmak için beni kullanmaktı."

Gözyaşları ardı arkasına geldi. Artık benim burada durmam anlamsızdı, ikisinin de yüzü görmek bile istemiyordum. Eve doğru yürümek için bir adım attım ama Merve beni kolumdan tuttu ve hızla kendine doğru çekti.

LALDonde viven las historias. Descúbrelo ahora