XXIV.

28.8K 1.7K 506
                                    

Herkese merhaba! Sözümü tuttum ve mezun olup geldim. Size de uzun bir bölüm hazırladım. Umarım beğenirsiniz, yazım hatalarım var ise affola. Keyifli okumalar dilerim!

Sıcak suyun altında tüm bedenim yolculuğun ve uykusuzluğun yorgunluğunu akıtırken gözlerimi kapattım ve kendimi bir süre daha duşta kalmakla ödüllendirdim. Henüz evden çıkmamıştık, yemeklerimiz geldiğinde hava kararmaya başlamıştı bile. Önümde oldukça eğlenceli bir gecenin beni beklediğini hissedebiliyordum. Enerjimi saklama moduna geçmiştim ve henüz yorgunluğun beni ele geçirmesine müsaade etmeyecektim. Duşumu sonlandırıp, Onat'ın çantasına koyduğu fazladan havluyu bedenime sardım ve buhardan gözükmeyen aynayı elimle silerek kendi yansımama bir göz attım.

Saçlarım ıslakken daha sönüktü fakat buklelerim güzel görünüyordu. Lenslerimi takmadığım için mi yoksa son zamanlarda özgüvenimin artmasından mı bilmiyodum fakat kendimi uzun zamandır bu kadar beğendiğimi hatırlamıyordum. Sanki yenilenmiş gibi görünüyordum. Yüzüme kan gelmişti, gözaltı torbalarım ortadan kaybolmuştu. Kendimi güzel hissetmek müthiş bir duyguydu. Aynadaki yansımama gülümsedim ve banyodan çıktım.

Yatağın üzerine serdiğim elbiseye bir göz attım ve dudağımı ısırarak cesaretimi toplamaya çalıştım. Boyum ve fazla kilolarım beni tedirgin eden şeylerdi elbette. Fakat bir kez olsun çekici olmak istiyordum. Kendimi yirmili yaşlarında ufak tefek, şirin bir üniversite öğrencisi modundan çıkarmak istiyordum. Buradaki neredeyse herkes benden daha olgundu ve özellikle Yasemin hem güzel hem çekici bir kadındı. Kendimi onlara göstermek istiyordum.

Kararımı kesin bir şekilde vererek öncelikle saçlarımı kuruttum ve şekillendirmeden kendi buklesine bırakmaya karar verdim. Saçlarımın elektriklenmemesi ve harika bir şekil alması karşısında şoka uğramıştım, muhtemelen kullandığımız sudan kaynaklıydı. İstanbul'da havluyu saçlarımdan çektiğim anda birkaç tutam havaya kalkıyordu bile. Elbiseyle tamamlayacağını düşündüğüm için saçlarımı dağınık topuz haline getirdim ve birkaç tel toka ile destekledim. İşimi bitirdiğimde gerçekten hem doğal hem de hoş birkaç tutam yüzüme ve enseme düşüyordu. Abartıdan kaçınmak her zaman en iyisiydi.

Makyajımı yaparken gözlerimi hafif belirginleştirmeye karar vermiştim. Gözlerim biraz iriydi ve yüzümde aşırı belirgin olduğunu düşünmüştüm hep. Hafif çekikleştirerek istediğim görünümü elde ettiğimde gülümsedim. Elbisenin renginde olan bordo rujumu sürdüğümde sabahki Nazlı'dan eser kalmadığını düşünüyordum. Eşofman ve sweatshirt ile birlikte her zamanki Nazlı modunda gelmiştim buraya fakat Onat dahil buradaki hiç kimse beni böyle görmemişti daha önce. Açıkçası ben de en son lise mezuniyetimde böyle görmüştüm kendimi. Daha sık makyaj yapmaya ve kendime özenmeye karar verdim. Hiç kimse için değil, kendimi daha iyi hissetmek için başlamıştım bu yolculuğa. Ve şimdi kendimi çok iyi hissediyordum.

Yatağın üzerindeki elbiseyi üzerime geçirmeden önce, elbette ki yanımda getirdiğim hileme başvurmalıydım. Biraz eksilse de simit bölgem hala belirgindi ve toparlayıcı bir korseyi buraya gelmeden önce elbette akıl etmiştim. Korse ile birlikte elbiseyi tekrar denediğimde, kesinlikle ilk halimden çok daha iyi durduğuna emin olmuştum. Şimdi simit bölgem ortadan kaybolmuştu ve popom çok daha şekilli duruyordu. Bu biraz kandırıkçılık sayılabilirdi fakat yapacak bir şey yoktu. Bu tarz kandırmacalara çoğu kadın ve erkek hayatında yer veriyordu. Mesela erkeklerin yüzde ellisinden fazlası gözlükle ve sakalla standart yakışıklılıkta gözükebiliyordu. İkisi de gittiğinde o etkileri kayboluyordu...

Siyah stilettolarımı ayağıma geçirdikten sonra dolabın üzerinde bulunan boy aynasında kendime son kez baktım ve heyecanlandığımı hissettim. Acaba aşırıya mı kaçmıştım? Antalya'daki insanlar eğlenmeye çıkarken böyle özeniyorlar mıydı kendilerine? Ya evdeki diğer herkes oldukça basit giyindiyse? O zaman benimle dalga geçerler miydi? Ya da sessizce birbirleri ile bakışıp gülüşürler miydi?

Mavinin Maviyle Buluştuğu ÇizgiWhere stories live. Discover now