XIX.

28.9K 1.6K 598
                                    


Pencerenin ardına baktığımda, tanıdık manzaranın inanılmaz bir sağanak yağışla perdelendiğini görebiliyordum. Üst üste şimşekler çakıyordu ve gök sürekli gürlüyordu. Bahçe duvarının çiti kararmış, birkaç parçası tamamen sökülmüştü. Dibinde biten sarı otlar yana doğru yatmışlardı. Annemin yeni parçaladığı odunlar ıslanıyordu. Omzumun arkasından, daima karanlık gözüken evin divanına baktım. Babam ve amcam oturmuş bir şeyler konuşuyorlardı. Babam elinden düşürmediği sigarasının dumanını üflerken gözlerimi ondan alamadım. Hafif toplu ve kısa bir adamdı babam. Sakallarını keserdi ama bıyıklarına kıyamazdı. Korkunç bir görüntüsü vardı. Bana vurduğu zamanlarda gözümde dünyanın en korkunç kişisi olurdu. Amcam ondan on yaş kadar küçüktü ama ona benzerdi. Birbirine bu kadar benzeyen iki korkunç varlığı izlemekten ötürü rahatsızlık duyarak bakışlarımı tekrar pencereye çevirmiştim. Bu anı tanıyordum. Birazdan başıma gelecekleri biliyordum. Fakat durduramıyordum. Hiçbir zaman durduramamıştım.

Annem, babam ve amcamın önündeki yiyecek tepsisini aldı ve beni arkasından sakladığı eliyle işaret ederek yanına çağırdı. Oturduğum sandalyeyi pencerenin önünden çekip annemin peşine takılarak mutfağa gittim. Annemin o iç rahatlatıcı meleksi yüzü bana gülümsedi. İçimin bir anlığına sıcacık bir duyguyla kaplandığını hissettim.

"Sen şunları yıkayıver olur mu annecim?" dedi annem saçlarımı okşayarak. "Ben Songül teyzenlerin evine bir gidip geleceğim. Sobayı yakamamışlar yine."

Bu sözleri ezberlemiştim artık. Sessizce kafa sallayışım, gitmesini istemeyişim ama bir şey söyleyemeyişimden kaynaklanırdı. O anı değiştirmek istedim. O ve ondan sonraki her şeyi. Annem beni mutfakta yalnız bırakıp evden alelacele çıkarken babamdan laf yememesi için dua ettim ve bulaşıkları yıkamaya başladım. Kapının önünde beliren karaltıya doğru kafamı çevirdiğimde, amcamı kapı kirişine yaslanmış beni izlerken bulmuştum.

"Buyur amca bir isteğin mi vardı?" diye sordum elimi hızlıca durulayıp önlüğüme silerek.

"Baban annenin çeyiz sandığındaki keseyi istiyormuş."

Babam annemin kesesinde biriktirmeye çalıştığı parayı kafasına göre harcardı. Annem ise kazandığı paranın mecbur büyük bir kısmını oraya koyar, kalanını bambaşka bir yere saklardı. Orayı bir tek bana göstermişti.

Yatak odasına giderken, amcam bir gölge gibi beni takip ediyordu. Onun evdeki varlığından her zaman rahatsız olmuştum. Beni takip eder ve izlerdi. Açıkçası bakışları çok itici gelirdi. Yatak odasında, annemin çeyiz sandığının üzerindeki yorganları indirirken, amcam arkamdan yaklaştı ve "İyice büyümüşsün sen de Nazlı," dedi gülümseyerek. "Göğüslerin bile çıkmaya başlamış."

Amcamın cümleleri üzerine refleks olarak göğüslerimi kollarımla kapatmaya çalıştım ve başımı öne eğdim.

"Utanma amcandan," dedi bana biraz daha yaklaşarak. "Adet de görüyor musun artık ha?"

"Amca," dedim bir iki adım geri atarak. Odanın içi git gide siyahlaşmaya başlamıştı şimdi. "Böyle sorular sorma bana lütfen."

Amcam gülümseyerek "Aman be Nazlı," dedi beni duvarla arasına kıstırdığında. "Amcanım ben senin. Bizim aramızda ayıp olmaz. Sadece yeğenimin büyümesine seviniyorum işte."

Mavinin Maviyle Buluştuğu ÇizgiWhere stories live. Discover now