FİNAL

12.5K 549 104
                                    

10 YIL SONRA

"Asafı görmeye gittin mi?" Bahçeye giren Zeyneple bütün dikkatim dağıldı. Halbuki çiçekleri sularken düşüncelere fazlasıyla dalmıştım. Kafamı kaldırıp güler yüzle bana bakan kardeşim bildiğim insana baktım.

"Bizim haytaları birine emanet edemiyorum ki gideyim. " bozulduğunu belli eden yüz ifadesi ile dudaklarımdaki gülümseme dahada büyüdü. Tam 10 yıl 4 ay 8 gündür Asaf bitkisel hayat yaşıyordu ve ben yılmadan bıkmadan her gün onu görmeye gidiyordum. Zeynepler bizim durumu öğrendikten sonra kendi köylerini bırakıp bizim yaşadığımız köye geldi. Yaprak ile Can ise iki bina yanımda şehire taşınan bir ailenin evine taşındı. Yaprağın evini ise bana ve çocuklarıma bıraktılar. Yunuf ile Zeynep ise Canlar ile aramızda bulunan binada oturuyorlardı. Bu durum çocuklarım için fazlasıyla iyi. Hem Yaprağın oğlu Cem ve sonradan Candan doğan kızı Melike ile oynuyorlardı. Hemde Zeynebin oldukça tatlı oğlu Kendal ile oynuyorlardı. En azından babalarını akıllarından azda olsa böyle çıkarıyorlardı. Ah size Baranlardan bahsetmedim öyle değil mi? Bildiğiniz gibi onlar en son evlenmişlerdi. Çocukları olmadığı için on yıldır benim çocuklarıma benden daha iyi annelik ve babalık yapıyolardı. Hele Baran kızıma o kadar büyük bir sevgi besliyorki kendi kızı olsa en az bu kadar sever.

"Saçmaladın bak şimdi. O kadar ev varız ve senin dediğin lafa bak. " aniden ciddileşen Zeyneple birlikte bende gerildim. Kesin yine canımı sıkacak bir şeyler söyleyecekti. "Çocukları bir kezde olsa babalarını görmeye mi götürsen? Bak onlarda habire babalarını soruyorlar ve fotoğraflar ile bu iş olmaz. " beklenti ile bana baktı. Her yıl Zeynep bir kezde olsa bana bu konuyu açardı. Önceden Ekin ile Nadir küçük oldukları için babalarını görmeye götürmüyordum ancak şimdi nedense bu fikir cazip gelmişti.

"O zaman sende gel. Çocuklar olurda ağlarsa bana destek olursun. " Asafi düşünmek bile gözlerimin dolmasına sebep oluyordu. Yıllar önce ceza evinde yaşanan şişlenme olayından sonra bütün doktorlar Asafin öleceğine emindi. Hatta kalbi beş defa durdu ancak herkesi şaşırtacak şekilde on yıldır bitkisel hayattaydı. Kaç defa fişini çekmek için benden izin istediler ancak vermedim. Tuhaf bir şekilde uyanacağını hissediyorum.

"Toplu gidelim. Bizde uzun zamandır Asafi görmedik. Gerçi hepsi hazır bizi bekliyor. Beni ikna edeyim diye yollamışlardı. " kahkahası ile istemsiz gözlerim dolu olmasına rağmen bende güldüm.

"Siz çok fenasınız. Hadi gidelim. " öğleye doğru sıcak bastırdığı için çocuklar eve girmişti. Hatta dolaptaki dondurmaya saldırmış bile olabilirler.

"Ekin. Nadir. " bağırmam ile pencerenden iki küçük kafa göründü. İkisininde dudaklarının etrafı çikolata olmuş haldeydi. Yaşları küçük olmamasına rağmen hala dondurma yerken ağızlarına bulaştırarak yiyorlardı.

"Ne oldu anne?" Ekinin ince sesi kulaklarıma dolarken dudaklarımda merhamet içeren bir gülümseme oluştu. Nadir benim birebir aynım iken Ekinde aynı Asaf gibiydi. Hatta annemler bana küçüklük fotoğrafımı gösterdiği zaman Nadiri neden benzettiklerini o zaman anlamıştım. Hemen çocukların ardından çıkan iki büyük kafa ile gülümsemem dahada büyüdü. Annemle babamında ağzının etrafı çikolata olmuştu. Bu çocukları hep onlar şımartıyor zaten.

"Babanızı görmeye gitmek ister misiniz?" Ekin sevinçle ellerini birbirine vurup çığlık atarak içeri kaçarken Nadir oldukça sakin bir yüz ifadesi ile hala bana bakıyordu. Evet yüz ifadeleri bize benzesede karakterleri tam tersiydi. Ekin benim gibi heyecanlı hayat doluyken, Nadirde tıpkı babası gibi ağır başlıydı. Tıpkı büyümüşte küçülmüş gibi halleri vardı.

ŞEHİRLİ-2 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin