Finale 1 Kala

9.4K 490 111
                                    

"Emin misin tekrardan dini nikah kıyılmayacağına. " neredeyse ağlamak üzereydim. Gözlerim dolarken yanımda oturan Asaf kolunu omzuma dolayarak bana destek olmaya çalışıyordu. Dün Aynur nöbete kaldığı için bugün izinliydi. Benle Asaf ise dini nikah kıyacağız diye Barandan izin almıştık. İşin tuhaf kısmı Baranda işe gitmeyip bizim bahçede bizimle kahvaltı yapmak için kalmıştı. Hatta imamlada Baran konuşmuştu. Şimdi ise bize edindiği bilgileri aktarıyordu. Aynurda üzgün gözlerle bana bakıyordu.

"Tekrar dini nikah düşer ancak başka şekillerde. İkinizde başka biriyle gerçekten dini nikah kıyıp boşanır sonra tekrardan birbiriniz ile evlenirseniz olur. " ağlamama mani olamadım. O zaman bir daha Asafla evlenmem imkansız gibi bir şey. Ne ben onu başka kadına bırakırım ne de o benim başka erkek ile evlenmeme izin verir.

"Üzülme. Belki başka seçenekte vardır. İmamla uzun süre konuşmadık. Ölü olduğu için sela okuyacaktı. Tam öğrenelim ondan sonra karalar bağlarız. Değil mi Baran Ağa Beyciğim. " Aynurun tesellisi bile etki etmemişti. Asafsa bu boşanma olayından kendini suçlu saydığı için tek kelime etmeden oturuyordu. Ancak benden çok üzüldüğünü biliyordum. Hissediyordum. Kafamı kaldırıp çenemi omzuna dayadım ve ıslanmış kipriklerimi kırpıp baktım gözlerine. O da kafasını eğmiş acı çektiği belli olan gözleriyle bana bakıyordu.

"Neyse ben kalkayım. Dün sözde nöbet tuttum ve uykusuzum gibip yatayım. " Aynur ayaklanınca Baranda telaşla ayaklandı. Onların bu garip halini umursayacak halde olmadığım için tekrardan kafamı Asafın göğsüne gömdüm.

"Hepsi benim suçum. " sesindeki acı ile daha yeni dinmiş olan gözlerim tekrardan doldu. Kafamı kaldırdığımda onunda gözlerinin dolduğunu gördüm. Elimi yanağına koyup çıkmaya başlamış olan sakallarını okşadım.

"Saçmalama. Hem Aynuru duydun imamdan tam bilgi alamamışlar. Belki başka yoluda vardır." Bu dediğime ne Asaf inanmıştı ne de ben. İkimizde bu bahanenin gerçek olmadığını biliyorduk. Asaf akan göz yaşımı dudaklarının arasına hapsederek sildi. Bu hareketi ile gülümsedim. Acılarımdan öpmeyi çok iyi biliyordu. Bahçe kapısının vurulması ile ikimizde kapıya döndük. Asaf ayaklanmadan ben ayaklanıp kendini belli etmeye başlayan karnım ile demir kapıya ilerledim. Belkide Aynur ya da Baran bir şeyini unutup geri gelmiştir diye açtığım kapıda polisleri görünce şaşırmadan edemedim.

"İyi günler hanımefendi. Asaf Karatürk burda mı?" Kaşlarımın havalanmasına mani olamadım. Polislerin Asaf ile ne işi olur ki. Asafta ismini duymuş olmalı ki yanıma gelip polislere baktı.

"Ne için arıyorsunuz?" Asafın şaşkın sesiyle polis evin içine bakmayı kesip Asafa döndü ve sert gözlerle baktı.

"Emine Karatürkü öldürme suçundan arıyoruz. " açılan ağzıma elimi örtüp çığlık attım. Nedeni ise Asafın öldürmekle suçlandığı kişi annesiydi. Kafamı çevirip Asafa baktım. O da en az benim kadar şaşkın görünüyordu. Asaf annesini gördüğü zaman ile ilgili ya herşeyi hatırlamıyordu ya da hatırladıkları beyninin ona oynadığı oyundu. "Ceset akarsuyun içinden çıkarıldı ve Asaf Karatürkün öldürdüğüne şahit olan kişiler var. " daha fazla ayakta duramayacağımı anlayınca arkamdaki kapıya sırtımı dayadım. İsyan etmek istemesemde bugünün uğursuzluğu içimden geçmiyor değildi. Asafsa hala tepki vermeden polise bakıyordu. Tam ağzımı açıp Asaf diye biri burda yok diyecektim ki Asaf benden önce atılmıştı.

"Benim. Asaf Karatürk benim. " hayır diye feryat etmekten kendimi alamadım. Asaf karıncaya bile zarar vermez. O katil olamaz.

ŞEHİRLİ-2 (Tamamlandı)Where stories live. Discover now