YANGIN

17K 759 80
                                    

Gözlerimi yavaş yavaş açarken etrafımdaki uğultu bir anda kulaklarıma doldu. Titreyen göz kapaklarıma eşlik eden bulanık gözlerimle Asafı aradım. En son bahçenin ortasında bas bas bağırıyordu.


"Asel. Ah çok şükür kendine geldin. " gözlerim netlik kazanırken baş ucumda bana doğru eğilmiş olan Erene boş gözlerle baktım. Kocam nerdeydi benim.

"Asaf. " tek kelime bile yetmişti ne demek istediğimi anlatmaya. Eren belime destek verip beni doğrulturken az ilerideki kalabalık gözüme çarptı. Asafın vurduğu çocuk aklıma gelince bilincim ışık hızı ile kendine geldi ve gözlerim sonuna kadar açıldı.

"Bilmiyorum. Sen bayılınca deli gibi davranmaya başladı. Tuhaf tuhaf sesler çıkardı. Sonrada koşarak gitti. " Erenin açıklamasını beynimin bir köşesine kaydedip Erene döndüm.

"Ben şimdi Asafı aramaya gidiyorum. Sende burayla ilgilen. " ancak daha lafım yeni bitmişti ki dövülen çocuğun arkadaşları bana doğru bağırmaya başladı.

"O kocan olacak deliye sahip çık. Onu elime geçirdiğim yerde bütün kemiklerini tek tek kıracağım. " iri kıyım bir çocuk bunları dedikten sonra parmaklarını tek tek kırtlattı. Durduk yere başımıza iş almıştık.

"Kocamdan uzak dur. Çok ki birini dövmek istiyorsan dön arkadaşını döv. Evli barklı birine gelip ahlaksız teklifte bulunan o. Dayağı sonuna kadar hak etti. " çocuk dediklerimle daha çok öfkelenirken iri adımlar atarak üstüme doğru yürümeye başladı.

"Doğru konuş lan. Benim arkadaşım öyle biri değil. Kesin sen çocuğu ayartmışsındır. " korkudan geriye doğru attığım adımlarım çocuğun sözleri ile aniden durdu. Yüzüm öfkeden kasılırken iri çocuğun yanıma kadar gelmesine izin verdim. Sonrada işaret parmağımı yüzüne yüzüne sallayarak konuştum.

"Sizin gibilerin sorunu ne biliyor musun? Düşünememe. Gerizekalı. Ben arkadaşını ayartacak olsam bütün okulu ayağa kaldırır mıydım? Şimdiye kadar bu köyde kaldım. Hangi erkekle benim adım çıktı da sen bana böyle bir kulp takıyorsun. " tükürüklerim yüzünü ıslatırken umursamadım. Kimse benim namusuma dil uzatamaz. İri yarı olan çocuk dediklerim ile bir adım geri attı. Dediklerimde ne kadar haklı olduğumu oda biliyor.

"Git kocanı bul. Senden önce Yakupun arkadaşları bulursa eve sağ gelemez. " önümden çekilerek geçmem için yol açtı. İlk başta tereddüt etsem de sonradan koşarak bahçeden çıktım. Evin yolunu gerisin geriye dönerken gözüme çarpan akarsu ile duraksadım. Asaf burda olabilir miydi? Aklı yerinde olmadığı halde buraya gelebilir miydi? Sonuçta burda hem annesi ölmüştü hemde beni öldürmeye çalışmıştı. Tabi tek kötü anılarımız yok. Aynı zamanda güneşin doğuşunu birlikte izlediğimiz anlarda var. Ağacın hemem arkasındaki büyük taşta oturan Asafı görünce koşar adım üstüne gittim ve o daha benim farkıma varmadan kollarımı etrafına doladım. Beni o bahçede nasıl olurda baygın şekilde bırakıp gider. Asaf sarılmam ile irkildi ve benden uzaklaşmaya çalıştı.

"Şşıı tamam sakin ol. Korkma benim karın. " anında çırpınışları durdu. Beklemediğim bir şey yaptı ve kafasını boyun girintime soktu. Titreyen bedeni yüzünden bende titremeye başladım. Hava soğuk ancak Asafı bu şekilde titretecek kadar değil. Acaba bir çeşit kriz felan mı geçiriyor. Bende Asaf gibi taşa oturdum ve kollarımı daha çok bedenine sardım.

"Anne. " bu arada elini karnıma koyup okşamıştı. Anladığım kadarıyla cümle kurmakta zorlanıyordu ancak kelimeler bir şekilde ağzından dökülüyor. Gerçi onda bile zorlanıyor gibi. Gözlerim yine yaşarırken zorla gülümsedim.

ŞEHİRLİ-2 (Tamamlandı)Where stories live. Discover now