ÖLÜM (FİNAL)

11K 394 202
                                    

Müziği açıp bölümü öyle okuyun. Bu bölümü yazarken sadece bu türküyü dinledim. Sizde okurken bu türküyü dinleyin ki aynı hissiyat olsun.

Aradan tam iki ay geçmişti. Asafımın benden alınmasının üstünden iki ay geçmişti ve hamileliğimin yedinci ayındaydım. Karnım burnumda evin işleri ile uğraşıyordum. Canla Yaprak geri köye yanıma geldi. Filiz ve Ata ise ailelerini ikna edip evlenmişlerdi. Ben hariç herkes düğününü gitti. Hatta Yaprağın anlattığına göre düğün çok kalabalıkmış. Zeynep ise hamileliğinin son ayında. Bugün yarın doğum haberini alırız. Onun yanında olmak isterdim ancak bu aralar derdim başımdan büyük. Asafın davası oldu ve on iki yıl hapis cezası verdiler. Üstelik deli raporu alacak kadar aklı gidikken bunu dikkate bile almadılar. Anlaşılan Asafın üvey babasının nüfuslu yerde tanıdıkları var. İki aydır bir kere bile görüşe çıkmasına izin vermediler. Üstelik hamile halimle o kadar yolu gittiğim halde.

"Bugünde mi gideceksin?" Her ne kadar yaşanan olaylara üzülsemde Asafı görecek olma ihtimali beni mutlu ediyordu. Canın endişeli sorusuna gülümseyerek cevap verdim.

"Tabiki gideceğim. Eminim beni bekliyordur. Hem bebeklerinin ultrasyon fotoğrafını vermelerini isteyeceğim. Belki şansım yaver giderse canlı da görürüm. " diyip zorla gülümsedim. Baran burdaki kahvenin işletmesini Cana verdiği için o işe gidiyordu. Benle Yaprak ise ev işleri ve Cemle uğraşıyorduk.

"Gitmesen mi?" Yaprak endişe ile beni süzdü. Karnım ne kadar büyürse büyüsün çok zayıflamıştım. Bebeklerim için kendimi yemek yemeye çok zorladım ancak yediğimi de üzüntüden kusuyordum. O yüzden doktorun verdiği vitaminlerle idare ediyordum.

"Asafım bekler gitmeliyim. " gözümden düşen yaşı erken davranıp elimin tersi ile sildim. Yaprakla Can birbirine baktılar. İkiside benim için üzülüyordu.

"Tamam o zaman bizden tarafta selam söyle. " yüzümdeki gülümseme dahada büyüdü. En azından bu defa karşı çıkma süreleri çok sürmedi de evden erken çıktım. Dışarıda kar yağdığı için sıkıca giyindim. Yavaş adımlarla ilerlerken çoktan nefesim kesildi. Her ne kadar bebekler için vitamin ilaçları kullansamda bedenim yiyeceğe açtı. Besine açtı. Bahçe kapısınıda aşıp kapıda beni bekleyen Barana baktım. Aralarında beni anlayan ve üzüldüğümü bildiği için acıyarak bana bakmayan tek insan oydu.

"Yardım ette araca bineyim. " pikaba zor bindiğim için taksi ile gelmişti beni almaya. Gülerek benim tarafıma gelip kapıyı açtı.

"Buyrunuz. " ön koltukta oturan Aynura tebessüm edip arka koltuğa yavaşça oturdum. En azından rahatça yayılacağım.

"Yeni gelin nasılmış bakalım. " daha iki gün önce evlendiklerini göz önüne alırsak kızarıp bozarması boşuna değil. Aniden yüzümdeki gülümseme dondu. Asafımı benden koparmadan önce bizde evlilik olayından muzdariptik. Zorla yutkunup düşen yüzümü saklama gereği duydum.

"Deme şöyle. Valla utanıyorum. Baranın yüzüne bile bakamıyorum. " sürücü koltuğuna oturan Baran ile dahada kızardı. En azından mutlu olan insanlar var.

"Karın senden utanıyormuş. " Baranı öksürük krizi tutarken Aynur dahada kızardı. İkisi aralarında tatlı atışma başlarken yaşadığım acıyı görmeyeceklerine emin olup pencereden dışarıya baktım. Dudaklarımda herkese sunduğum sahte gülümseme yoktu artık. Belki Asafı görürüm diye heyecan ile sıkışan kalbim ve onu iki aydır görmediğim için özlem vardı. Gözlerim uzaklara dalarken dava gününe gittim. Hakimin elindeki tokmağı vururken söyledikleri hala kulağımda çınlıyordu. On iki yıl hapis cezasına çaptırılmıştı ve tanıklardan biride Yakuptu. Benimle birlikte olmak isteyip red cevabını alıncada acımadan eski köydeki evimizi yakan psikopat. Zaten onun şahitlik yapması bile Asafın öldürmediğini gösteriyordu. Haksız yere ceza evinde yatıyordu.

ŞEHİRLİ-2 (Tamamlandı)Where stories live. Discover now