~Efe Kahvesi~

14.4K 898 101
                                    


Bayramınız mübarek olsun.

Bol bol yorum yapıp beğenmeyi unutmayın.

Bakışlarımı odadaki bütün yüzlerde gezdirdim. Seslerini duymamama rağmen fazla gürültü varmış gibi başıma ağrı girdi. Belkide ne dediklerini anlamak için kendimi zorladığımdandır. Elimin üstüne kapanan iri elle irkilip Asafa döndüm. Odadaki hareketliğe rağmen oldukça sakin bir şekilde bana bakıyordu. Zeyneplerin evine girdiğimiz andan itibaren bizi esir aldıkları için ne Asafla yanlız kalabildim ne de yüzümdeki beni rahatsız eden kurumuş kandan kurtulabildim. Asafınsa benden farkı yoktu. Üstündeki gömlek kırmızının uğursuzluğu ile bezenmiş öylece yanımda oturuyordu.

"Ne konuştuklarını anlamıyorum?" Dudaklarımın hareketlenmesi ile Asaf kendini geri çekti. Sanırım kendi sesimi duyamadığım için bağırdığımın farkında bile değilim. Biraz fazla bağırmış olmalıyım ki odadaki diğer bakışlarda bana döndü. En azından habire hareket eden dudaklar artık yok. Asaf omzuma dokunup tekrardan dikkatimi üstünde topladı. Gözlerine bakmak yerine dudaklarına bakarak ne diyecek diye bekledim.

"Bu şekilde bakma. " sanırım bunu demişti. En azından dudak hareketlerinden bunu anladım. Dudaklarımdan kıkırdama firar ederken zorda olsa bakışlarımı gözlerine çıkardım. Asafın eskisi gibi olması beni mutlu etsede bana bu şekilde iyi davranması niye? En azından bana birazda olsa öfkeli olmalı.

"Senin bana öfkeli olman gerekmiyor mu?" Bu defa bağırmadığımı umarak konuştum. Asafın gözleri gözlerime dalıp giderken huzursuzlandım. Belkide unuttuklarını hatırlattım. Kısa süre sonra kendine gelip konuşmaya başladı ancak dudak hareketlerini okumak zor olduğu için hiçbirşey anlamadım. Oda fark etmiş olmalı ki daha yavaş konuşmaya çalıştı.

"Senin normundan sonrasını harmanlıyorum. " cümlenin garipliğini fark edince kaşlarım çatıldı. Normun ve harmanlıyorum kelimeleri pekte aynı cümle içinde kullanılacak kelime olmadığından dediğini yanlış anladığımı anladım.

"Bir daha söyler misin? Sanırım seni yanlış anladım. " Asafın dudakları yana doğru gerilirken kafasını iki yana doğru salladı. Benimle dalga geçiyor olamaz değil mi?

"Notundan sonrasını hatırlamıyorum. " şimdi cümle tam anlamıyla aklımda oturmuştu. Demek Asaf aklını yitirdiği zamanları hatırlamıyor. Aklıma gelen düşünce ile gözlerim irileşti. O zaman karnımdaki bebeğin varlığını da bilmiyor. Sol elim karnımın üstündeki yerini aldı ve bakışlarım anında Zeynepi buldu. Şuanda bu odada beni anlayabilecek tek kişi o. Sonuçta onunda karnında kendinden ve sevdiği adamdan bir parça var. Odadakiler tekrardan konuşmaya başlayınca küçük çocuklar gibi kollarımı göğsümde bağlayıp Zeynepi, Yunusu ve Atayı izledim. Benim aksime hepsinin konuşacak çok mevzusu var ne de olsa. Saçlarımın arasına giren parmaklar ile tekrardan Asafa döndüm. Odadakiler ile konuşmak yerine benimle ilgilenmeyi tercih etmişti. Bende uysal bir kız olarak iyice Asafa yanaştım ve sol kolunu omzumdan geçirip elini karnımın üstüne koydum. Sonrasında da kendi elimi elinin üstüne bırakıp kafamı omzuna yasladım. Aklının yerine gelmesi benim için çok iyi oldu. En azından bu zor anlarımda aklı yerinde olan bir koca desteği hiçte fena olmaz.

..........

Atanın ağzından...

"Zeynep zaten senin yapman gereken bir şey yok biz herşeyi yapacağız. Sadece senle Asel Filizi kapının önüne getirin. " Zeynepin yüzündeki ketum ifade yüzünden çaresizliğim daha da arttı. Küçüklükten beri yan yana olsakta hamile halini daha önce hiç görmemiştim. Allah Yunusa yardım etsin. Bakışlarım son umut olarak Asele döndü. Sonuçta o bana yardım edeceğini söylemişti.

ŞEHİRLİ-2 (Tamamlandı)Where stories live. Discover now