16.BÖLÜM: ❝Kar Tanesi❞

1.8K 265 632
                                    

16.BÖLÜM: ❝Kar Tanesi❞

"Bazen yalnızca bir kar tanesi olup havada süzülmek ister insan..."

Yazar'dan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yazar'dan...

Elindeki kitabı rafına koydu ve üzerini değiştirerek odasından çıktı. Annesi çamaşırları toplarken yanına gitti ve kazanmış bir edayla gülümsedi. "Bu okuma kitabını da bitirdim, sırada diğerleri var."

"Aferim benim oğluma." Annesi elindekileri katlayıp, oğlunun yanağına bir buse kondurdu. "Canım benim."

Çınar gülümsedi ve o da annesinin yanağına bir buse kondurdu. "Diğerleri gibi olurum değil mi anne? Bana da artık normalmişim gibi davranırlar değil mi?"

"Bence onlar seni örnek almalı."diye mırıldandı annesi. "Baksana nasıl mücadele ediyorsun?"

Gözlerini ellerine dikti Çınar. "Ona layık bir arkadaş olabilir miyim sence anne?"

"Arkadaş mı olursunuz bilmiyorum ama gayet iyi olursunuz Çınar'ım. Hissediyorum ben."

"Ama ya onu birilerine rezil edersem?"

"Kendini rezil ettiğini sandığın kişiler düşünmeli bunu. Sen kendini rezil edemezsin, insanın benliğiyle dalga geçilir mi hiç?"

"Ama geçiyorlar. Sürekli konuşmamla dalga geçiyorlardı herkes."

"Çınar, kim senin gibi düşünebilir ki? Kimin senin gibi kalbi tertemiz? Önemli olan bu değil mi yavrum? Hem Eylül de öğrenir senin kalbini."

"Nasıl?"

"İlerleyen zamanlarda görürsün yavrum,hatta bak görüyor gibisin." Annesi sepeti eline aldı ve çamaşırları odaya götürdü. Çınar ise bir süre boyunca öyle kalakaldı ve annesinin dediklerini düşündü...

'Kalbini öğrenirsin.' Ne demekti ki bu?

Düşündü bir süre. Daha sonra ise alelacele bir şekilde odasına gitti. Eline telefonunu aldı.

'Aşk ne demek?' diye araştırdı önce. Çıkan sonuçlar anlamasını güçlendirirken hızla arama butonunu sildi ve elini kafasına vurdu. "Saçmalama."diye mırıldandı kendi kendine. Daha sonra ise yatağına uzandı. "Benim uykum var anne,uyuyacağım."diye bağırdı ve üzerine yorganını çekti. Ama uyumadı, sadece düşündü. Kendisini düşündü, bu zamana kadarki halini düşündü. Ama sadece düşündü...

Daha sonra ise tekrar aldı eline telefonu. Geçen gün beraber dinledikleri şarkıyı açtı ve kulaklıklarını taktı. Mesaj sayfasına girdi. Ne yazacağını düşündü bir süre. Cesaretini topladı ve elini klavyede gezdirdi. Onunla konuşmak istiyordu.

Nasılsın?

'Ne harika', diye söylendi içinden. "Çok değişik bir cümle gerçekten"

Engelsiz Engeller Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin