Kusurlarıyla barışık ve kendini her geçen gün geliştirmeye çalışan biriydi o. Ben ise onunla beraber küçülüyordum. Beraber büyümek istiyorcasına....
O bir çiçek kadar narin, derin ve özeldi. Ben ise onun dikeni...
🔗Çınar Göktuğ ve Eylül Akça🔗
Daha...
Yukarıdaki şarkıyı açmayı unutmayalım ve bölümü öyle okuyalım.
Satır arası yorumlarınızı yapmayı ve oy vermeyi de unutmayın.
Ne kadar çok etkileşim olursa diğer bölüm o kadar çabuk gelecek.
Keyifli ve güzel okumalaaar💙*
43.BÖLÜM: ❝Sihirli İp❞
"Işığın seni bulamayacağı bir oda var..."
|Bölüm Şarkısı: TearsForFears- Everybody Wants To Rule The World|
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hafiften hızlanmaya başlayan yağmur, ılık bir yaz havası, toprağın ruhumuza işleyen o kokusu ve çiçek bahçesi...
El ele yürümek hiç bu kadar güzel olmamıştı.
Sergiden çıkıp Çınar ile benim parkıma gelmiştik.
Evlenme teklifimi mükemmel bir şekilde aldığım, o harika manzaralı, tatlı mekanımıza gelmiştik.
Piknik sepetimiz de yanımızdaydı ve bugünün güzelliği üzerine yalnızca ikimiz ufak bir kutlama yapacaktık.
"Buraya bir ağaç dikelim." dedi Çınar. Çiçeklerin arasındaki boşluğu işaret ederek.
"Bizim ağacımız olsun, sihirli ağacımız. Oraya gidelim ve kitap okuyalım. Hafta sonlarımızı da her zaman olduğu gibi burada geçirelim." Gülümsedim.
"Her günümü burada geçirmek isterim, baksana şu güzelliğe. Gökyüzü yıldızlarla dolu, kimse yok ve burası bizim için yapılmış bir yer. Gerçi, seninle olan her yerde vakit geçirmek isterim ben. Sen yanımda ol, kalplerimiz bir olsun yeter."
Çınar, ay ışığının daha da güzelleştirdiği gözlerini harika bir şekilde bana çevirdi ve yutkundu. Gözleri dolmuştu bir anda.
Ela gözleri, anlamlı bir şekilde bana bakarken elini çeneme koydu. "Bu kadar güzel konuşmasan? Ağlayacağım yoksa."
Nahif dokunuşlarıyla elini yüzümde gezdirirken gülümsedim. "Sana söylemek istediğim onca güzel söz var ki Çınar. Sen her şeyin en güzelini hak ediyorsun."
Utanarak gözlerini kaçırdı. "Seninle beraberken kendimi değerli hissediyorum,kendimi çok değerli hissettiriyorsun bana."
Gözleri tekrar gözlerimi bulduğunda diğer elini de saçlarımda gezdirmeye başladı. "Bir gün sana layık olabilirim umarım." Kaşlarımı çattım.
Hala anlamak istemiyordu bunları.
"Bak Çınar, yine söyleyeceğim ve söylemekten asla da bıkmayacağım. Biz birbirimiz için varız ve böyle sözler her ikimizin de aşkına ayıp oluyor. Artık söyleme lütfen. İkimiz tamamlanan iki yarım elma gibiyiz. Hatta sen bana fazlasın Çınar, ne layık olmaması? Artık kendinin farkına varabilir misin?"
