...ve teşekkür."

3 1 0
                                    

Umarım müzik listenize misafir olurlar, hatta belki temelli yerleşir ve her dinlediğinizde Barlas ile Nilüfer'i hatırlatırlar.

Şimdi eğer isterseniz, size hikayeyi anlatmak isterim, eğer bunu okuyan birileri varsa.

Ben küçük insanların hikayelerini yazmayı seviyorum, çünkü onları tanıyorum, onlarla birlikte yaşıyorum. Melek kadar iyi ya da şeytan kadar kötü değiller, bizim gibiler. Dünyayı kurtarmıyorlar hatta kendilerini kurtarmakta da pek iyi oldukları söylenemez.

Yolun sağından yürüyor, kimseye çarpmamaya dikkat ediyorlar. Büyüyenler suya basmamak için adımlarını kontrol ederken çocuk ruhlu olanlar buna aldırmadan ilerliyor.

Ve yanımızdan sessizce geçip gidiyorlar.
Kimse fark etmiyor belki onları, film yıldızları gibi fönlü saçları, cilalı tırnakları ve pahalı kıyafetleri yok. Derisi yenmiş, ojesi soyulmuş parmaklarıyla oynuyorlar.

Biraz görünmezler ve ben onların peşindeyim. Onlardan biriyim. Onları yazmayı seviyorum.

Günlük hayatında bir kez de olsa Nilüfer ve Barlas'ı, Egemen'i, Sedef'i ya da Ölü Ruhun Çığlığı'nı düşünen birileri varsa... Çok teşekkür ederim.

Hikayeyi okuduğunuz, yorum ve mesajlarla yanında olduğunuz için teşekkür ederim, Ölü Ruhun Çığlığı bitti. Evet tamamen ve mutlu sonları olduğu için şanslılar, sevdiğim bir şey değil mutlu son. Normalde birini öldürmeden, birini de hayatta, mutsuz bir şekilde bırakmadan bitirmezdim hikayeyi ama çok fazla ölüm görmüş bu iki karakteri bir kez olsun rahat bırakmak istedim.

Imm... Bir 'son not' nasıl sonlandırılır emin değilim. Hikaye bitmiş olsa da ben ve diğer hikayelerim buralardayız, Ölü Ruhun Çığlığı bittiğine göre bana 'yaz artık şu yeni bölümü' diyeceğiniz bir sürü hikayeye sahibim. Onlarda görüşmek üzere.

Ölü Ruhun ÇığlığıМесто, где живут истории. Откройте их для себя