35

332 50 6
                                    

Bölüm parçası »»

Cem Adrian - Bana Özel (Hani hikayenin başında, demiştim ya özel bir şarkı var bu hikaye için düşündüğüm ama daha sonra paylaşacağım diye, o işte bu. Son bölüme kısmetmiş. Bu adamı, bu şarkıyı nasıl seviyorum belli değil... Ama sakın düeti dinlemeyin, akustiği dinleyin.)

~

Seviyorum değil, sevdim demişti çocuk ve kızın içinde yankı buldu söyledikleri.

Sevdim, sevdim.

"Egeme-"

Sözünü kesti, biliyordu ki bir kere susarsa asla konuşamayacaktı.

"Ben seni sevdim hep, birlikte çalışırken... Yüzünde bir gülümseme oluşturabilmek için düşündüm ama bir şey vardı sende. Şimdi öyle değilsin, bakışların değişmiş. Beni sevmiyorsun farkındayım, yanımda hiç böyle gülümsemedin."

Uzanıp solmaya başlayan gülümsemesine dokundu, elleri üşümüştü ve genç kızın cildiyle temas eden parmak uçları karıncalanıyordu.

"Sadece... Söylemeseydim hep aklımda olacaktın. Affet beni, buraya kadar gelip rahatsız ettim."

Nilüfer'in yüzünde tutmaya çalıştığı gülümseme donmuştu. Ne söyleyeceğini bilmiyordu ve işin aslı, yüzündeki dokumuştan oldukça rahatsız olmuştu.

"Egemen ben... Üzgünüm."

Başını salladı genç çocuk. Nilüfer uzanıp yüzündeki elleri tuttu ve nazik olmaya çalışarak uzaklaştırdı kendinden. İstediği mesafeye ulaşınca bırakmak istedi ancak bu sefer de Egemen bırakmadı.

"Hayır, lütfen üzgün olma. Değişmişsin, mutlusun artık ve öyle kal. Bunun sebebi olan adam, seni bekliyor..."

Bakışlarıyla arabayı gösterdi. İçinde Barlas vardı.

Kızın tüm bu süre boyunca donuk olan bakışları parlamaya, kalbi de atmaya başladı. Çocuğun söylediklerini düzeltmek gelmiyordu içinden, sustu.

"Kendine iyi bak, mutlu ol."

"Bir daha gelmeyeceğim buraya, şimdi şey... Sana sarılabilir miyim?"

Yüzünü buruşturmamak için tüm gücünü kullanması gerekmişti Nilüfer'in ve bunu başarınca kafasını salladı.

Konuyu en açık hâlde anlatmak gerekirse, Nilüfer insanlarla temas etmeyi sevmezdi. Ve gerekmedikçe de yaklaşmazdı onlara ama nedense kendini borçlu hissediyordu Egemen'e karşı.

Ona, onu sevdiğini söyleyen ilk kişiydi çocuk.

Egemen ona sıkıca sarılıp Nilüfer'i de ona sarılma mecburiyetine soktu. Tüm bu olanları Barlas göğsündeki acıyla izliyordu. Aklında bir sürü soru vardı, neler oluyordu, neden sarılıyorlardı?

Genç adamın bakışları altında iki insan birbirlerinden ayrıldı ve Egemen geceye karışarak bakış açısından çıktı. Nilüfer ise bir süre daha orada tek başına bekledi, Barlas arabadan çıkıp onun yanına gitmemek için kendimi zorluyordu. Gerçekten, direksiyonu sıkmaktan bileği ağrımıştı.

Tam sabrının sınırına ulaşmıştı ki genç kız arabaya yaklaşıp, yanındaki koltuğa oturdu. Sesi çıkmıyordu.

"Bir sorun mu var?" Sesinin bu kadar kısık, Nilüfer'e bağımlı çıkmasından nefret etmişti. Emin olamadığı bazı şeyler vardı ve acilen netleştirmek istiyordu bunları.

"Hayır... Sorun yok."

"Ne söyledi sana?"

Egemen'i bulup onu Nilüfer'den uzak tutmak için konuşmak, belki de zor kullanmak istiyordu. Hiçbir zaman kavgacı biri olmamıştı ama şu anda mantığı susmuştu.

Genç kızın vereceği cevap kaderini belirleyecekti sanki.

"Beni sevdiğini."

Hala arabanın içinde, sessizce oturuyorlar, yola çıkmaları gerektiğini düşünmüyorlardı.

"Sen ne cevap verdin?" Sesi, istemsizce sahiplenici çıkmıştı ve genç kız bunu sevmişti.

"Onu, o şekilde görmediğimi..."

Barlas o an yeniden rahatça nefes almaya başladı. Şimdi söylemenin tam vaktiydi, hiçbir zaman eline böyle bir fırsat geçmezdi ancak düşüncelerinin aksine arabayı çalıştırdı ve Egemen'in gittiği yönün aksine, genç kızın evine doğru yola çıktılar.

Yolculukları sessiz bir şekilde geçti, diğer akşamlardan farklı olarak ikisinin de ağzından tek bir kelime çıkmıyordu.

Nilüfer'in evinin önüne gelince aralarında kısa bir bakışma geçti.

"Teşekkürler bıraktığın için, iyi geceler."

Her akşam, Barlas ne kadar ısrar etse de teşekkür etmeden duramıyordu. Kapıyı açıp inecekken Barlas uzanıp bileğini tuttu.

"Nilüfer! Dur..."

Kapıyı yeniden kapattı ve yüzünü Barlas'a çevirdi genç kız.

"Efendim?"

Bakışları birleşti, zaten arabaya dolan nefesleri düzensizleşti. Barlas konuşurken Nilüfer'in yüzünü inceliyor, gözlerine, elmacık kemiklerine ve saçlarına değiyordu gözleri.

"Kimseyi mi sevmiyorsun yoksa onu mu?"

Kız biraz önce Egemen'i düzelmediği gibi şimdi adamı da yanıtsız bırakmıştı.

"Cevabın gerek, bilmem... Sana tuhaf gelecek belki ama ben seni seviyorum."

Ölü Ruhun ÇığlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin