Derin mahvalmuştu. Yüzündeki tokat izleri dudağındaki kan. Bunlar yetmezmiş gibi boynundan göğüslerine inen kızarıklar arkadaşının ne kadar kötü şeyler yaşadığını anlatıyordu. Yaprak önce arkadaşının gömleğinin düğmelerini kapattı. 

Ardından açık olan pantolonun düğmesini de kapatınca Derin'in yüzünü ellerinin arasına aldı. 

"Derin bana bak. Bak kurtardım seni. İyisin hadi bana bak."

Derin Yaprağa bakmayıp uzandığı yerden kalktı. Gözü dönmüş bir şekilde mutfağa gitti. Çekmecedeki bıçaklardan birini alarak hızla salona geldi. Yerde yatan adamın üstüne gitti. Yanına geldiğinde elindeki bıçağı adama saplamak için kaldırınca Yaprak hızla yanına gelerek buna engel oldu.

"Derin dur ne yapıyorsun?"

"YAPRAK BIRAK ÖLDÜRECEĞİM BEN BU ŞEREFSİZİ BIRAK."

"Derin yalvarırım sakin ol. "

"BIRAK DEDİM YAPRAK BIRAK."

Yaprak zor da olsa Derine engel olarak elindeki bıçağı aldı. Sonra da arkadaşına sımsıkı sarıldı. İki arkadaş birbirlerine sarılmış ağlarken Yiğit acı bir frenle evin önünde durdu. 

Hızla arabadan inerek eve koştu. Açık olan kapıdan içeriye girdiğinde gördükleri ile şok oldu. Salonunun bir köşesinde başından akan kan ile Baran Kılıç yatarken. Bir köşesinde de Yaprak ve Derin birbirlerine sarılmış ağlıyordu. 

"Derin."

Derin duyduğu ses ile Yapraktan ayrılıp karşısında duran Yiğite baktı. Gelmişti işte yaralarını saracak olan adam. Gelmişti yaşama sebebi. Derin hızla oturduğu yerden kalkıp Yiğite sarıldı. 

Yiğit kendisine sarılan Derine aynı şekilde sıkıca sarıldı. Derin öyle sıkı sarılıyordu ki Yiğite sanki onu bıraksa yine az önceki haline geri dönecekmiş gibi hissediyordu. 

"Yiğit yemin ederim ben bir şey yapmadım. Ben kapıyı açınca bir anda onu gördüm. Zorla girdi içeriye. Yemin ederim benim bir suçum yok."

Yiğit duyduğu şeylerle kalbinin acıdığını hissetti. Neler yaşamıştı böyle sevdiği kadın? Yiğit nasıl yanında olamamıştı? Onun sözleri yüreğini yakarken Yiğit Derin'in ayrıldı. Yüzünü ellerinin arasına aldı. 

Ama keşke almasaydı. O an gördükleri mahvetti Yiğiti. Onun öperken bile acıtmaktan korktuğu kadını ne hale gelmişti. Dudağı patlamış yüzünde tokat izi vardı. Gözleri ağlamaktan kan çanağına dönmüştü. 

Bakışları aşağılara kaydığında gömleğin kapatmadığı yakasından boynunu gördü Derin'in. O boyundaki kızarıklar Yiğit'in Baran Kılıç'ı öldürmesi için bir sebepti.  Ama tuttu kendisini. Tıpkı akmak için direnen gözyaşlarını tuttuğu gibi tuttu. 

Derin'in ona ihtiyacı vardı. Önce onu toparlaması gerekiyordu. Bu yüzden Derin'in akan gözyaşlarını sildi saçlarını geriye doğru atarak alnına öpücük kondurdu. 

"Şimdi sakin ol ve Yaprakla beraber odaya çık. "

"Yiğit bana inanıyorsun değil mi? Benim bir suçum yok."

Yiğit sevdiğinin bağırmaktan kısalmış sesini duydukça daha çok sinirleniyordu. O şerefsizi öldürmemek için kendisini zor tutuyordu. 

"Ben sana inanıyorum. Ama şimdi odaya çık ben geleceğim birazdan."

"Tamam."

Yiğit Yaprağa işaret verince Yaprak geldi Derin'in koluna girerek onu odaya çıkardı. Onlar yukarıya çıkınca Yiğit yerde yatan adama baktı. Baygın olması elinden kurtulacağı anlamına gelmiyordu. 

Kalbim Senin (Tamamlandı)Where stories live. Discover now