I'm Tired, But Never of You - Part 2

121 6 3
                                    

Önceki bölümün devamıdır.



Jon: Sansa-o şey, mükemmel! (güler) Onu tarif etmeye nereden başlayacağım?



Sansa: Bahse girerim şu sandığın orda saklanıyordur. (Kameramanın arkasındaki sandığı işaret eder) Ordan çıkıp bana kalp krizi yaşatacak gibi. Eğer gerçekten böyle bir şey planladıysanız gülmekten ölürüm.

Kamera yönetmeni: Belki de öyledir!



Hayranlarınızın ilgisiyle kısacası şöhretle nasıl başa çıktınız?

Sansa: Etrafımı sevdiğim insanlarla çevrelemeye çalıştım, kendime bir ailem ve arkadaşlarım olduğunu hatırlatıyordum. Onlar varken zor şeylerle başa çıkmak daha kolay. Eğer hayatımda aktif olmasalardı, eminim şimdiye kadar yıkılırdım.  Ama ailem bana mütevazı ve nazik bir insan olmayı öğretti.



Şimdiye kadarki en kötü randevunuz hangisiydi?

Jon: (ceketini çekiştirir) Bir keresinde Hamilton'ı izledikten sonra tiyatrodan çıkarken onun bir grup takıntılı hayranı bizi arabaları ile takip etmişti. Bir aksiyon filminde araba kovalamacası gibi hissettim çünkü Sansa güvenliğimiz için çok endişeliydi.  Onlardan uzaklaşmak istediğim için birçok farklı güzargah değiştirerek izimizi kaybettirmeye çalıştım.

Bir araba kazası geçirdik. Beyin sarsıntısı geçirdim, bir hafta hastanede yattım. Sansa, biricik sevgilim, suç duyurusunda bulundu ve yanımda kaldı. Sansa Stark'ın özel hemşiren olması o kadar da kötü bir randevu değildi.

Sansa: Floransa'daki gezimizden döndüyorduk ve havaalanındaydık. Tabii ki girişte bir kalabalık vardı. İki kız güvenliğin önünden geçti ve Jon'u bilerek itti. Onun yanında olduğum için onunla birlikte düştüm ve bavul ayağıma çok sert düştü. Beni arabaya taşımak zorunda kaldı ve ben de ağlamamaya çalışmıştım.

(kamera yüzüne zoom yapar) Burkulan bileğim yüzünden üzgün değildim. Jon'un sanki hayatımda böyle insanların olması onun suçuymuş gibi benden özür dilemesini duyunca çok üzüldüm. İşte o zaman fark ettim ki bu tür saldırılara her zaman açık olacaktık. Bu, bir aylık tatilimizden sonra gelen en kötü duyguydu.



Bunu izleyecek olanlar için vereceğiniz ilişki tavsiyeniz nedir?

Sansa: (parmaklarını şıklatır) Dürüst olun. Birbiriniz hakkında her şeyi bilmek zorundasınız. Eğer birbiriniz karşı açıksanız, güven kolayca bunu takip edecektir! Duygusal olarak güvenilecek ve senin hep yanında olan birinin olmasından daha tatlı bir şey yoktur.

Jon: Birbirinizi anlayın. Kiminle olduğunuzu bilmek çok önemli. Ayrıca farkında olmadıkları alışkanlıkların da farkında olun. Genelde bu küçük şeyler söyledikleri ya da size verdikleri şeylerden daha önemlidir. Eğer onu yeterince iyi tanıyorsan, hiç şüphesiz olacak kavgalar yönetilebilir olacaktır.

Sansa: Ah bir de eğer bir ilişkideyseniz, olgun davranmak zorundasınız. Yani evet aptalca da davranabilirsiniz ama iş tartışmaya gelince, büyük ya da küçük, olgunluk önemli bir arabulucudur. Tartışmayı görmezden gelip yok olacağını düşünemezsiniz. Jon bunu yapardı ama sonunda iletişim kurmayı öğrendik.



İdeal dinlenme gününüz nedir?

Sansa: Oh, ailem ve arkadaşlarım ve erkek arkadaşım-oh üzgünüm- ile vakit geçirmeyi seviyorum... (yüzünü ve inlemelerini örter) Sadece genel olarak, sevdiğim insanlarla ve limonlu keklerle. Annemin bir sürü kek pişirmesine yardım ederim ve arkadaşlarıma veririm ya da aile yemeklerinden sonra yeriz.

Jon: Yalnız kalma zamanımı seviyorum. Kişisel alan benim için çok önemli. Ne zaman acil bir meselem olmadığında, kendimi odama kilitlerim, iyi bir kitap okurum ve bir fincan çay içerim. Sansa sayesinde gitarda Beatles şarkıları çalardım ama artık çalmıyorum. Artık doğru gelmiyor.



Gelecekte bir gün biriyle çıkmayı düşünüyor musun?

Sansa: (burnunu buruşturur) Bilmiyorum. Bekle biliyorum, pek olası değil. Hit şarkılarım aşkla ilgili bile değil! Şu anda hayatın tadını çıkarıyorum, ağırdan alıyorum. Son ilişkim oldukça yoğundu ve mükemmeldi. Ayrıca Jon gibi birini bulmak zor olacak. Kimse o adamdan daha iyi olamaz, yemin ederim!

Jon: Şu an için Asya'da kitap turum var, bu yüzden oldukça meşgulüm.



Sizin ve editörünüz Ygritte hakkındaki flört söylentileri hakkında yorumunuz nedir?

Jon: (güler) O tam yanında duruyor! Bu çok garip bir şey!

Ygritte: Sanki benimle başa çıkabilirsin de Snow!

Jon: (kahkaha atar ve ellerini çırpar) İşte cevabınız! Vahşi editörümle başa çıkamıyorum. Ayrıca şu an ilişkilerle ilgilenmiyorum. Ruh eşimi aramaktansa işime ve aileme daha çok odaklanıyorum. Yani, demek istediğim, onu bulduğumu sanmıştım ama, uhm, sonraki soru, evet?



Son olarak bu videoyu izler miydiniz?

Sansa: Muhtemelen evet! Benim hakkımda ne söyleyeceğini çok merak ediyorum. Sanki kafamda o kadar çok varsayım var ki hangilerinin olduğunu bilmek istiyorum. Benim için Jon bingo fiestası gibi olacak.

Jon:  (gözlüğünü düzeltir) Muhtemelen hayır. Bilmiyorum. Benim için bu çok fazla olacak ve kesinlikle onu aramak çok cezbedici olur. Ona muhtemelen bunu herkesin içinde neden söyledin! falan derim herhalde. Birkaç gün önce onun burada olduğunu biliyorum. Burada bunu atlatmaya çalışıyorum ve bunu izlemek beni daha derine çekebilir.



Peki bu röportajı neden kabul ettin? İlişkiniz haberlerde, eğlence şovlarında yayınlandı, her hareketiniz izlendi. Neden geçmişine daha fazla dikkat çekesiniz?

Sansa: (şaşkınca bakar sonra inler) B-bilmiyorum! Menajerim bu fikri ortaya attığında, bana onay vermemin benim kararım olduğunu söyledi. Ve ( alt dudağını çiğner) dürüst olmak gerekirse, her şeyi apaçık yapmak için yaptım. Tüm bu yanlış bilgilerin yaygın bir bilgi olduğunu görmek, insanların beni ya da Jon'u açıkça ilişkimiz yüzünden yargıladığını görmek...Bir açıklama getirmek zorundaydım.

Jon: Dürüst olmak gerekirse Sansa hakkında konuşmayı seviyorum.



You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 23, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Game of Thrones // Jonsa one-shots (au) Where stories live. Discover now