Matters of the Mind

292 13 11
                                    

Sansa ve Jon akraba değil.

Bu bölüm bu güzel olay şerefine gelsin.

Rutinleri devam ettikçe söylebilirdi ki muhtemelen onunkisi en kötüsüydü

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.


Rutinleri devam ettikçe söylebilirdi ki muhtemelen onunkisi en kötüsüydü. Jon, herkesin kendi hayatları hakkında düşündüğünü ve en kötüsünü yaşadıklarını düşündüklerini biliyordu, bu konuda tartışamazdı. Belki de herkes dedikleri kadar mutsuzdu ama bu Jon'un sorunu değildi. Onun sorunu hayatının kötü olduğunu düşünme hakkını kendinde görmemesiydi.

Ama elinde olmadan düşünüyordu. Ne zaman mutlu olmaya başlasa sanki Tanrılar bunu fark edecek ve bunu elinde alacaklarmış gibi geliyordu. Kulağa çok benmerkezci gibi geliyor olabilirdi muhtemelen de öyleydi, tüm bu olaylardan yara alan kendisiydi ama konu onun hakkında değildi.

Aracını enstitüsündeki her zamanki yere park etti. Eğer içeride onu bekleyen insanları bilmiyor olsaydı kendini toparlamak için arabada mümkün olduğunca uzun süre kalırdı. Ama Starkların arabalarını görebiliyordu ve onsuz başlamayacaklarını biliyordu, bu yüzden o da kıçını arabadan çıkarmak zorunda kaldı ve içeri girdi.

Binanın içine girdiğinde, Gilly'i ön büroyu yönetiyordu ve her zamanki sorusunu sormadan önce ona gülümsemişti.

"Bugün iyi bir gün ha?" kendi adını konuk defterine yazarken sordu Jon.

"Öyle." cesaret verici bir gülümsemeyle yanıtladı kız.

Gilly ona bu tür şeyler hakkında hiç yalan söylememişti ama Jon asla kendi görene kadar ona inanmazdı.

"Teşekkürler Gilly." Starkları bulmak için içeri girmeden önce kıza son bir kez gülümsedi.

Aylar önce bir piknik masası için rezervasyonu yapmışlardı, böylece onları bahçede bulacağını biliyordu ve beklentisi yeterince doğru çıkmıştı, hepsi çoktan gelmiş sohbet ediyordu.

Arya onu fark eden ilk kişi oldu ve sarılmak için yerinden zıpladı.

"İyi ki doğdun," diye fısıldadı, gitmesine izin vermeden önce bir saniye ona sarılarak.

Daha sonra tüm Starklar sırayla ona doğum günü için iyi dileklerini ve sarılmalarını sundular, biri hariç.

Sansa sandalyesinde oturmuş onu merakla izliyordu. Yüzündeki bu meraklı ifadeyi defalarca görmüş olmasına rağmen bu Jon'un içindeki bir şeyi acıtıyordu.

Rahatlatıcı bir havayla onu tanıtan annesi olmuştu "Sansa bu Jon Snow."

Büyük kızıyla çıkarken Catelyn Stark'ın onayını alması çok uzun zamanını almıştı ve tam onay almışken de artık önemli olmaması komikti. Çünkü Sansa artık onun kim olduğunu bile hatırlamıyordu. 

"Benim bir arkadaşım." diye araya girdi Robb, Jon'a yanına oturması için işaret etti "Bize katılsa sorun olmaz değil mi?"

Gözleri buluşunca Jon onda gördüğü tanıma eksikliğiyle boğazındaki yumruğu yuttu. Biraz meraklı olmasını saymazsa Sansa'nın bakışları boştu.

Game of Thrones // Jonsa one-shots (au) Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt