Hard Cider on a Summer Night

307 22 9
                                    

"Dene." dedi Robb "Theon, Barth'dan çalmış. Tadı iyi."

Kardeşinden sert bir kadeh elma şarabı alırken yüzünü ekşiterek "Tabii çalmıştır." dedi Jon. Bir yudum aldı ve Robb'un içtenlikle gülmesine neden olarak püskürttü. "S**** et, Stark." Jon, öksürüklerini kontrol altına alarak homurdandı ve normal olarak tekrar nefes alabildi.

"Hadi ama Snow! Komikti." 

Jon kardeşine sırıttı ve bu sefer sert elma şarabından küçük bir yudum aldı. Çocuklar on dördüncü isim günlerine yaklaşıyorlardı ve Jon, Godswood'taki sıcak yaz gecesinde biraz sert bir elma şarabıyla akşam geçirmenin iyi bir yol olduğunu düşündü. Baban yine de onaylamazdı, dedi vicdanı huzursuzca. Babaları ziyafetlerde tek bir bardaktan fazla bira içmelerine izin vermezdi ve bu hala yeni bir şey sayılırdı. 

Kupayı birbirlerine uzatıp kehribar renkli sıvı tamamen yok olana kadar birlikte güldüler. Robb pantolonuna biraz dökmüştü ve bu şu an için oldukça esprili görünen bir şeydi. Theon bir şişe daha fazla elma şarabıyla geldiğinde ikisi de gülüyor ve burunlarından garip sesler çıkartıyorlardı. 

"İkiniz de sarhoşsunuz yani?" diye sordu eğlenen bir görünümle.

Theon daha büyüktü. Ziyafetlerde içmek istediği kadar çok bira içmişti ve Robb'a Wintertown genelevine ve oradaki en sevdiği fahişeye gitmekten bahsetmişti. Jon nadiren onunla vakit geçirmek istediği gibi Theon da Jon'a pek fazla bir şey söylememişti. Ama bu gece, Jon'nun kafası biraz bulanıktı ve Theon'un ortaklığı o kadar da kötü görünmüyordu.

Robb bir başka kahkahayla cevap verdi "Belki biraz."

Theon, Bart'ın güçlü elma şarabından genç çocuklara biraz daha verdi. Artık neredeyse erkeğiz, diye düşündü Jon. Gece kendini gösterdiğinde ve dolunay yükseldiğinde Jon kendi kendine eğlendiğini fark etti. Robb da kesinlikle öyleydi. Şimdiye kadar ki her şeye gülüyordu.

"Sonraya sakla, Stark." diye Robb'u uyardı Theon. "Eğer Leydi annen kıymetli çocuğunu çalınmış elma şarabıyla Godswood'da sarhoş ettiğimi öğrenirse beni hayalarımdan astırır. Sen rahat olabilirsin Snow. Kuyuya düşecek kadar sarhoş olursan Leydi Stark'ın çok fazla dert edeceğini sanmam." zalim bir sırıtışla bitirdi cümlesini. 

Jon birden Theon'nun arkadaşlığını ne kadar az umursadığını hatırladı ve ayağa fırladı. "Sonra görüşürüz Robb." dedi sertçe ve çok fazla sallanmadan uzaklaşmaya çalıştı. Esintiyle sönen bir mum gibi akşam zevki bir anda berbat olmuştu.

Jon Godswood'dan çıktı ve ahırlardan gelen kahkahaları duydu. Çatıya tırmanmayı ve elma şarabından uyuya kalmayı çok isterdi fakat merdivenlere tırmanmak konusunda biraz belirsiz hissetti ve çalışanların  Winterfell'in piçinin sarhoş olmasına gülmelerini istemiyordu. Ayrıca Hallen'nın da babasına söylemesini istemiyordu.  Neredeyse on dört yaşındayım, yetişkin biri sayılırım. Babam sarhoş olduğumu bilse ne değişirdi ki?

Yine de ahırlardan kaçındı. Kaleye doğru döndü ve fark edilmeden odasına gitmeyi başarabilir mi diye düşündü. Şimdi başı dönüyordu ve akşam yemeğindeki koyun etinin midesindeki sert şarapla birlikte mutsuzca çalkalandığını hissedebiliyordu. Büyük salonun dışında Jory'e rastladı.

"Nerelerdeydin Jon?" diye sordu.

"Robb'la dışarıda," dedi Jon mükemmel bir şekilde ayık görünmeye çalışarak.

Jory ona yakından baktı ve kokladı. "Doğrudan uyusan iyi olur delikanlı. Lord Stark seni bu şekilde görmekten hoşlanmayacak."

Jon başını salladı ve odasına giderken hızlandı. Bir soluk duyduğunda hala odasından oldukça uzaktaydı, aniden görüş açısında kırmızı saçlar belirdi ve bileklerindeki elleri hissetti. 

Game of Thrones // Jonsa one-shots (au) Where stories live. Discover now