Bölüm 5

12.8K 572 83
                                    

Her gün Watty'ye girip hikayenin artan okunma sayısını gördükçe çok mutlu oluyorum!

Cidden çok teşekkürler ^_^

İyi okumalar!

Jo ile geçen araba yolculuğu tahmin ettiğimden daha sessiz ve daha kısa sürmüştü. O, Neymar'ın aksine, beni hiç umursamamış ve sadece araba kullanmıştı.

Otelime gelip kendimi yatağıma atana kadar hiçbir şey gerçek gelmiyordu. Sanki bu bir çeşit rüyaydı ve birazdan uyanıp, hayatıma devam edecektim.

Belki hiçbir şey planladığım gibi gitmemişti ama yine de inanılmaz mutluydum. Neymar'a sarılmıştım bir kere, bu yeterdi.

Yüzümdeki büyük gülümsemeyle yataktan kalktım ve banyoya girip sıcak bir duş aldım.

Duştan sonra güzelce giyindim ve saçlarımı özenle tarayıp, kuruttum. Hatta kendimi aşarak, makyaj bile yaptım.

Gerçi bana göre makyaj rimel ve parlatıcı, ekstra özenmem gerekiyorsa da eyeliner demekti.

Annem beni bu halimle, etek giyerken ve yüzümde makyajla görse mutluluktan ağlardı. Hiçbir zaman kendine özen gösteren kızlardan olmamıştım. Ama önümdeki bir ay kendime önem verecektim.

Aşkın o ilk evresini yaşayan birinin neşesine ve pozitif enerjisine sahip gibiydim. Kendine özenmeler, hep onu düşünüp gülümsemeler falan... Kendimi bu aşamayı çoktan aşmış sanıyordum ama belli ki onu ilk gördüğüm o an tekrar aşık olmuştum.

Kendi kendime bir şarkı mırıldanarak çantama oda kartını, telefonumu ve cüzdanımı attım ve odadan çıktım. Otelim Barselona'nın en işlek caddesindeydi ve ikindi saatinde La Rambla cıvıl cıvıldı.

Caddeyi başından sonuna kadar yürüdüm. Burada olduğuma inanamıyordum... Barcelona ile ilgili bir şey gördüğümde heyecandan çığlık atardım ve burada herkes forma giyiyor, Barça atkıları takıyordu. Her köşede takımla ilgili hediyelik eşyalar satılıyordu ve heyecandan ne yapacağımı bilmiyordum.

Kendimi hiç olmadığım kadar iyi hissediyordum ve bu mutluluğumu tamamen Neymar'a borçluydum.

Aslına bakılırsa Neymar'a birçok şey borçluydum.

Bir süre ara sokakları gezdikten sonra tekrar caddeye çıktım ve restoranlardan birine oturup ne olduğunu bilmediğim bir şey söyledim.

"Söyleme şeklinden anlıyorum ki ne olduğunu bile bilmiyorsun ama güzeldir, tavsiye ederim."

Duyduğum tanıdık ses ile arkamı döndüm ve şaşkınlıkla karşımdaki Neymar'a baktım.

"Merhaba." dedi ve gülümseyerek karşımdaki sandalyeye oturdu. "Oturabilirim değil mi?"

"Elbette..." diye mırıldandım. "Burada ne arıyorsun?"

"Nasıl yani?" Kaşlarını çattı ve alayla gülümsedi.

"Yani ben senin yerinde olsam pahalı zengin restoranlarında yerdim." dedim gülerek

Küçük bir kahkaha attı ve omuz silkti. "Gelip sana bakayım dedim. Aklım kalmıştı."

Utançla başımı eğdim ve dudağımı ısırdım.

"Otelinden memnun musun?"

"Evet, gerçekten çok te-"

"Lütfen tekrar teşekkür etmeye başlama." dedi ve güldü.

"Pekala, teşekkür etmeyeceğim, ama bil ki hayatımda gördüğüm en iyi kalpli insansın Neymar."

"Ah hayır, değilim."

"Evet öylesin, ciddiyim. Kimse bunu yapmazdı. Gerçi senin neden yaptığını anlamıyorum, polisi bile çağırabilirdin."

Omuz silkti ve "Hasta bir kız benim için evini bırakıp yabancı bir ülkeye gelmiş. Bu yeterli bir sebep." diye mırıldandı.

Kırıldığımı belli etmemeye çalışarak gülümsedim ve kafamı caddeden geçen insanlara çevirdim.

Ne bekliyordum ki? Sanırım senden hoşlanmaya başladım demesini mi?

O beni sadece hastalıklı bir kız olarak görüyordu.

Ağlamak üzere olduğumu anlayınca "Şey, gitsem iyi olacak." diye mırıldandım ve çantamı alıp ayağa kalktım.

"Ne? Bekle, yanlış bir şey mi söyledim?"

"Hayır, kendimi iyi hissetmiyorum sadece." deyip kestirip attım.

"Ya yemeğin?"

"Aç değildim zaten. İyi geceler Neymar."

Caddenin yukarısına doğru hızla yürümeye başladım. Ben otelime ulaşamadan gözlerim dolmuştu.

Neymar'ı beni sevmediği için suçlayamazdım, ya da beni sevmediği için ona kızmıyordum.

Zaten ağlamamın sebebi bu değildi. Sadece kendime kızıyordum çünkü çok çabuk umuda kapılıyordum.

Bu huyum her zaman üzülmeme neden oluyordu. Her zaman.

Ve her seferinde, kendi kendime 'Bu son' diyordum. 'Bir daha olmayacak.'

Ama sonunda, aptal gibi aynı hataya tekrar ve tekrar düşüyordum.

Otel odama girdim ve üzerimdekileri yere fırlatıp, valizimi deşerek bulduğum pijamalarımı üzerime geçirdim.

Yatağa uzandım ve gözlerimi kapatıp kendi kendime mırıldandım.

"Bu sefer umudum ve inancım boşa çıkmayacak."

Don't || Neymar Jr. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin