2.9 | "GİZLİ"

2.4K 122 66
                                    

Bedenimin hafiflediğini, havada süzüldüğünü hissettiğim sırada gözlerimi aralamaya çalıştım. Etraf aydınlık değildi ama zifiri karanlıkta yoktu. Gördüğüm ilk şey birinin boynuydu ve hareket ediyorduk.
Kafamı yasladığım yerden kaldırdığımda sanki soğuk kışın ortasında üstümdeki yorganı açmışım gibi, bütün bedenim hissettiği soğukla üşüyerek titredi.

Gözlerim üstüme örtülmüş monta, ardından arkamızda bıraktığımız merdivenlere değdiğinde dışarıda olduğumuzu fark ettim.

"Sarp?" dedim çatlayan sesimle. Sesim oldukça yorgun, boğazımı acıttığı için de kısık çıkmıştı.
Sarp, benim sesimi duyunca kafasını eğerek gözlerimin içine baktı. Ancak bir şey demeden yanına geldiğimiz arabanın kapısını açtı ve bedenimi yavaşça koltuğa bıraktı.

Kollarımı bedenime dolarken her yerimin uyuştuğunu hissediyordum. Kafamı kaldırıl yarı açık, soru soran gözlerimle Sarp'a bakarken o, üzerime doğru eğilerek kucağımdaki montu yavaşça üstüme geçirdi ama fermuarını kapatmadı.

"Ateşin yüksek. Bir hastaneye gidip baktıralım, tamam mı?" dedi kemerimi takarken sanki küçük bir çocuğa, ne olduğunu anlatıyormuş gibi.
Tamamen geriye çekilip kapıyı kapatmadan önce önde koltuğumu geriye yatırdı, daha sonra dudaklarını alnıma uzunca bastırdı. Ardından kapımı kapatıp kendi tarafına dolandı.

Kafamı arkaya yaslayıp gözlerimi kapatırken saatin kaç olduğuna dair bir fikrim yoktu. Uyuduğumda saat kaçtı onu da bilmiyordum. Şu an kafamın içi sisli bir hava gibiydi. Kendimi düşünemeyecek kadar yorgun hissediyordum. Üşüyordum. Vücudumun her bir noktası ağrıyor, hareket ettiğim zaman derime küçük iğneler saplanıyormuş gibi bir acı yayılıyordu.

Sarp arabayı çalıştırdığında açık durmaktan oldukça rahatsız olan gözlerimi kapattım. Burnum tıkalı olduğu için dudakalarım otomatikman hafifçe aralanırken kafam da yana doğru düşmüştü. Az önce uyandığım uykumun etkisinden kurtulamadığım için etrafımdaki sesler çok hızlı bir şekilde silikleşirken gözlerimi bir kez daha açtığımda Sarp karşımdaydı.

Kafamı düz konuma getirip gözlerimi etrafımda gezidirken ilerideki ışıklı 'ACİL' yazan kısımdan hastanenin açık otoparkında olduğumuzu anlayabilmiştim.
Sarp kemerimi çözüp sağ kolumu omzuna atarak beni tek hamlede kucağına aldı. "Gel bakalım" Ayağıyla kapıyı kapattıktan sonra dizlerimin altındaki elinde tuttuğu uzaktan kumandasıyla kapıları kilitledi ve binaya yürümeye başladı.

Boynuna dolalı olan kolumu daha rahat bir şekilde durmak için çektikten sonra kafamı boynuna yakın bir yere koyarak yeniden gözlerimi kapattım. O kadar yorgun hissediyordum ki günlerce uyuyabilirmişim gibi geliyordu.

Aynı zamanda bir o kadar da huzurlu hissediyorduk.

İçimdeki Arsen'in dediğini sessizce onayladım ve burnumdan alabildiğim kadar derin bir nefesi içime çektim.

Hastaneden içeri girdiğimizi ciğerlerime dolan ilaç ve dezenfektan kokusundan anladığımda istediğim kokuyu engellediği için kaslarımın izin verdiği kadar kaşlarımı çatıp gözlerimi araladım.
İçerisi tahmin ettiğimin aksine kalabalık değildi. Neredeki hastaneye geldiğimizi bilmiyordum çünkü burası benim daha önceden geldiğim bir hastane değildi.

Sarp, sıra sıra dizilmiş koltukların olduğu yere geldiğinde en öndeki sırada olan boş koltuklardan birine beni bıraktı. Kafamı kaldırıp ona baktığımda yüzüme yapışmış saçları geriye ittirdi ve, "Numara alıp geliyorum" dedikten sonra benim arkamda kalan danışma bölümüne doğru gitti.

ÖLÜM ÖPÜCÜĞÜ (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin