0.3 | "ESKİLER"

5.7K 320 96
                                    

Küçükken bir tane kar kürem vardı.

İnci abla bana doğum günü hediyesi almış ve gizli gizli vermişti. Çünkü babam doğum günümün kutlanmasını ve hediye alınmasını yasaklamıştı. Annem beni, bizi birinci yaş doğum günümde terk ettiğinden beri bir kere bile kutlamamıştık doğum günümü.
Aslında o gün bile kutlamış sayılmazdık.

Saat akşam dokuzda pastamı kesecektik ve babamla birlikte annemi bekliyorduk. Her şey hazırdı. Pastalar, sağa sola astığımız süsler, mumlar...Sadece annem eksikti.

Aradan geçen dakikalar sonra da babam birden bağırmaya başlamış ve etraftaki her şeyi dağıtmaya başlamıştı. Elinde de telefon vardı ve gelen mesaja bağırıyordu.
Ama hiçbir zaman öğrenememiştim o mesajda ne yazdığını. Sormaya da korkmuştum.

Ortalığı dağıtıp masadaki her şeyi yere atmıştı. Mumlarımda ben üfleyemeden sönmüştü.

Kar küresinin içinde insan figürleri vardı ve bunlar bir aile tablosu oluşturuyordu. Bir tane baba, bir tane anne vardı sağ ve sol köşelerde. Ortada ise biri kız, biri erkek olmak üzere iki tane çocuk vardı ve hepsinin yüzü gülüyordu.

İnci abla bunu verdiğinde 'Üzüldüğün ya da canın sıkıldığı zaman dertlerine bu kar küresine fısılda, ardından da salla. Hepsinin yok olduğunu hissedeceksin' demişti.
Bende buna inanmış ve bu yaşıma kadar da dediğini yapmıştım. Hala da yapıyordum.

Küçükken belki hissediyordum üzüntümün ya da sıkıntımın gittiğini ama büyüdükçe bazı gerçeklerin farkına varmıştım. Acılarımız yok olmuyordu. Üstü siyah bir örtüyle kapatılıp zihnimizin en ücra köşesine atılıyordu ve ömür boyu bizimle beraber geliyordu.

Tıpkı geçmişimiz gibi.

Geçmişimizden kurtulamazdık. Belki belli bir süreliğine unuturduk siyah örtülü anılarımızı ama onları hatırlatacak en ufak bir şey gördüğümüzde ya da duyduğumuzda o örtü yok olurdu.

Elimdeki kar küresini baş ucumdaki küçük komidinin üstüne bıraktıktan sonra ayağa kalktım.

Bugünde son birkaç gündür olduğu gibi alarmımdan çok önce uyanmıştım.

Eski gardırobumdan okul formamı çıkartıp ardından odanın kapısını ses çıkarmamaya özen göstererek açtım. Kapının menteşeleri gıcırdadığı için ayriyeten bir çaba sarf etmiştim.

Tuvalete girip her zamanki günlük işlerimi halledip tuvaletten çıktım ve tekrardan odama döndüm.

Yatağımı topladıktan sonra pijamalarımı üstümden çıkarttım. Onları güzelce katlayıp her zamanki yerine koyduktan sonra ilk önce çorabımı daha sonra da okul formamı giydim. Sütyenim içimdeydi, gece çıkartmamıştım.

Duvardaki aynamın önüne geçip saçlarımı güzelce taradıktan sonra bol bir örgü yapıp önlerden küçük saçlarımı çıkarttım. Örgüyü sol omzumun üstüne bırakıp yerdeki çantamla birlikte odadan çıktım.

Aşağı indiğimde içimden kahvaltı yapmak gelmediğinden mutfağa uğramadan direkt olarak kapıya yöneldim.
Botlarımı ayağıma geçirdikten sonra da kapıyı açıp arkamdan kapattım.

Merdivenleri inerken bir anda birinin adımı seslenmesiyle durdum ve arkamı döndüm.
Seda yanıma geliyordu.

ÖLÜM ÖPÜCÜĞÜ (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin