0.8 | "ATEŞ"

3.5K 221 33
                                    

Kalp atışları bana mı, içimdeki Arsene mi aitti bilmiyordum. Belki de ikimizinki birleştiği için içimde bir deprem etkisi yaratmıştı. Zira şu anda kalbimde, hayır midemde, aslında başımda, hayır hayır boğazımda, kısacası her yerimde ayrı ayrı volkanlar patlıyordu.
Ancak ne zaman söneceklerini bilmiyordum. Belki kapı açıldığında, belki karşıma çıkacak şeylerin sonunda, belki de eve gidip yatağıma girene kadar geçmeyecekti.

Gerçekten hemen yatağına gidebileceğini mi zannediyorsun? Şahsen ben hiç sanmıyorum.

İçimeki Arsenin dediklerine kulak asmayarak dikkatimi önümde birinin kilidi açtığına dair seslerin geldiği kapıya verdim.
Her anahtarın dönüp kilidin açılma sesinde kalp atışım hızlanmaya devam ediyordu. Sanki kalbim bir maratonda koşuyordu da hızlana hızlana boğazıma kadar gelmiş gibiydi. Biraz daha koşsa ağzımdan çıkacak ve yarışı kazancaktı.

Kalbimi boğazımda hissedebiliyordum.

Kapı ilk önce yavaşça aralandığında bakışlarımı aralık kısma çevirdim. İçerisi, içerideki adamı göremeyecek kadar karanlıktı yine.

" Kimsin? " dedi yabancı erkek sesi. " Şey...ben. Eee.. "

" Kimsin dedim? " derken bu sefer sesi daha sert ve eğer bir an önce cevap vermezsem her an bir şey yapabilecekmiş gibi çıkmıştı. " Ben.."

Cümlemi bitiremeden karanlıktaki adam elini uzatarak kolumu yakaladı ve beni içeri çekerek ağzımı kapattı. Gözlerim kocaman olurken adamın elinden kurtulmak için çırpındım, çığlık atmaya çalıştım ve ağzımın üstündeki eline tırnaklarımı geçirdim.

" Seni küçük..." Cümlesinin devamını getirmedi.

Önümde bir kapı olduğunu beni tutan adam açtığı zaman anlamıştım. Gözlerim zifiri karanlıktan aydınlığa geçerken kısılsa da eski haline dönmesi kısa sürmüştü.

Fakat daha gözlerim ışığa yeni alışıp etrafıma bakınacakken ensemde hissettiğim acıyla tekrardan karanlığa çekildim.

<>

İki şakağım arasında bir sürü düşünce barındıran bir insandım ben. Çok sık düşünür, bazen gereksiz şeylere fazla kafa yorardım. Aslında baş ağrımın sık olma sebeplerinden biri de buydu. Fazla düşünmek.

Şimdiyse kafamın içini bomboş hissetmeme rağmen başım çatlayacakmış gibi ağrıyordu.
Bayılmadan önce acıyı ensemde hissetmiştim ama sanki kafama vurulmuşçasına  bir ağrı vardı.

Gözlerimi yavaşça araladıktan sonra bulanık görüntünün gitmesi için gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım.

Vücudumu hareket ettirmek istesemde ellerimde ve ayaklarımda hissettiğim kalın ipler canımı yakınca bir sandalyede bağlı olduğumu fark ettim. Hatta bir an için dikkatim ellerim ve ayaklarıma kayarken ağzıma yapıştırılmış olan bantı unutmuştum.

Sandalyede çaresizce çırpınıp bağırmaya çalışsamda sesim boğuk bir inlemeden farksız çıkmıştı.

" O ipleri sağlam yapmak için kaç tane düğüm attım senin haberin var mı? Bu yüzden boşuna debelenme " Duyduğum ses karşısında başımı kaldırdım ve karşımda sandalyeye ters oturmuş genç bir erkek, oturan çocuğun sağında başka bir erkek ve solunda da bir kızın olduğunu gördüm.

ÖLÜM ÖPÜCÜĞÜ (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now