Youngjae yüzünü avuçlarına gömmüştü artık ağlıyordu. Jaebum, tırnaklarıyla gözlerini oymasından korktu. Bu onun için çok fazlaydı. Hiçbir şeyden haberi olmadığı kesindi ve ailesinin yok ediliş nedenini bilmek, bir hiç uğruna öldüklerini bilmek taşıyamayacağı türden bir yüktü. Böylesine bir ağırlık böylesine narin omuzlara biçilmemeliydi. Çok savunmasız ve acı içindeydi. Jaebum ona acımadan edemiyordu. Youngjae'in sessiz gözyaşları hıçkırıklara dönüştü. Tüm vücudu şiddetli bir şekilde sarsılıyordu. Jaebum,  ızdırabın tenine nüksedişine tanık oluyordu. Mark düz bir ifadeyle olan biteni izlemekteydi.

Youngjae yüzünü avuçlarından ayırıp, gözyaşlarıyla boğulmuş güzelim yüzünü açığa çıkardı ve bir çığlık kopardı. Gözleri kan çanağıydı.

" SİZ GEÇ KALDINIZ! "

Öksürüklere boğuldu. Jaebum kanının çekildiğini hissetti. Bu doğrudan gelen suçlama yüzüne bir tokat misali çarparken, Youngjae devam etti. Can çekişiyor gibi görünüyordu.

" ONLAR AİLEMİ ÖLDÜRDÜ! "

Avaz avaz bağırıyordu.

" GÖZLERİMİN ÖNÜNDE! "

Bir hıçkırık daha...

" PARAMPARÇA, HER BİRİNİ, CANİCE! "

Bir anda, hıçkırıklardan boğulan Youngjae önündeki bardağı kaptığı gibi fırlattı. Bardak Mark'dan çok uzakta duvara çarptı ve paramparça oldu. Mantığını yitirmiş olan Youngjae ayağa kalktı ve sandalyesine sayısız tekmeler geçirdi.

" ONLARI KURTARAMADIM! "

Tir tir titriyordu. Jaebum onu durdurmak istedi fakat öfkesini çıkarmasına izin vermeliydi. Ondan önce kimsenin bir hamle yapmaya kalkışacak kadar aptal olmadığını da biliyordu. Jaebum aksini emretmediği sürece çalışanlar hiçbir şey olmuyor gibi davranırlardı.

" ÖLMEM GEREKİRDİ! "

" ÖLMEDİM! "

Lucas kapının önünde, korkuyla dikiliyordu. Mark hâlâ sandalyesinde oturuyordu. Jaebum ise gerilmiş kızıl dudaklarını birbirine bastırıyordu ve ayaktaydı.

" Senin suçun değildi Youngjae. " dedi Mark sakince.

Youngjae onu duymamıştı, delice hareket ediyor, açık kahve saçları oradan oraya savruluyordu. Duvara ilerleyip hıçkırıklar eşliğinde, hızla bir yumruk geçirdiğinde Jaebum bu kadarının yeterli olduğuna karar verdi. Kendisine daha fazla zarar vermesine izin vermeyecekti. Hiçbir fiziksel acı şu an içinde olduğu ızdıraba tekabül edemezdi, biliyordu. Yine de onu böyle görmek içini acıtmıştı. Eğer bir ailesi olsaydı, ve canından bu denli koparılıp alınmış olsalardı, diye düşündü Jaebum, acıdan ölebilirdi. Öyle bir intikam almak isterdi ki azad etmediği bir damla kan dahi kalmazdı katillerin damarlarında.

Youngjae duvara ikinci bir yumruk geçirecekken, eli güçlü ve onunkinden daha büyük bir avuca hapsolmuştu. Sert, güçlü sıcak ve nasırlı bir avuca... Jaebum yakaladığı yumruğu tek eliyle sıkıca kavradı. Youngjae, o anda bütün gücünün iliklerinden çekilip alındığını hissetti ve dizlerinin üzerine yığıldı. Nefes alamıyordu.
Jaebum da yere çökerek Youngjae'in kemikli omuzlarını kavradı. Youngjae bu hareketle daha çok ağlamaya başlamıştı.

Seven Deadly Sin' • got7 *Where stories live. Discover now