• The Dead Kid •
1 OCAK 2033
SEOUL / KORE
03.00 AM
ⓙⓐⓔⓑⓤⓜ
Jaebum, karşısında sıkkın yüz ifadeleriyle duran, beş profesyonel katili otoriter bakışlarla süzdü. Jackson her zamanki gibi alev saçıyordu ve kötüye işarettir ki alaycı tavrından eser yoktu. Mark'ın da yüzüne çoktan yerleşmiş olan, fazla gergin ifade Jaebum'un dikkatini çekti. Arkadaşlarının ifadeleri bile, içerisinde bulundukları rezilliği özetlemeye yetiyordu. Mark'a ise başka bir şey olduğu belliydi fakat şimdi onunla ilgilenecek vakti yoktu. Bambam'e baktığında, her zamanki fütursuz yarım gülüşünü takınmış olduğunu gördü. Jinyoung'sa en az Jackson kadar sinirli görünüyordu. Yugyeom'un yüzü ise ifadesizdi. Jaebum, şakaklarını sıvazlamamak için kendini zor tuttu. Yıkılmaz lider rolüne bürünüp, güçlü ama sakin bir şekilde konuştu. Yüksek sesle konuşmuyordu, çünkü onlarınn liderleriydi, efendileri değil. Zaten bağırsa da dinlemezlerdi. Aradan geçen bunca zamandan sonra, Jaebum çok şey öğrenmiş ve onu dönüştürmek istedikleri katilden daha büyük bir lider haline gelmişti. Uzunca bir süredir de otorite sahibiydi, ne yapacağını iyi biliyordu.
" Suikast'in Choi ailesine yapılacağı kanaatine vardım. Bize getirilen mektup sahteydi. "
Yüzler, sanki mümkünmüş gibi daha da gerildi.
"Chio'lerin yardımımızı kabul etmemesi için herhangi bir neden yok ve üstelik Bhuwakullar'ın ortağı Jaeyan'a düzenlediğimiz suikastten itibaren de Bhuwakullar hem Choi'lerin hem de bizim düşmanımız. "
Bambam, duyduğu isimlerden dolayı irkildi. Gülüşü silinmişti ama umursamaz ifadesi yerindeydi. Jaebum, bunları onun yanında söylemek ve o insanlarla onu tekrar muhattap etmeyi istemese de Bambam bir üyeydi ve her şeyden haberi olmalıydı. İfadesini bozmadan konuşmaya devam etti.
" Kısacası, mektup bir tuzaktı. Bhuwakul Çetesinin bizi oyalamak ve kandırmak için kullandığı, iyi hazırlanmış bir yalan. "
Ve bizler de bir avuç acemi gibi bu tuzağa düştük.
Sıktığı yumrukları arasında buruşan mektubu gürültüyle ahşap masanın üzerine koydu. Yuvarlak masanın etrafında oturan beş yüz de önce mektuba, sonra liderlerine baktılar. Jaebum, kuzgun alevi altın bakışlarını Yugyeom'a çevirdi. Bunun bir sorumlusu da oydu.
" Bize bu mektubu kim getirdi Yugyeom? " diye sordu.
Temkinli sesine rağmen kelimeleri tıslar gibi telafuz ediyor, her harfi vurguluyordu.
Yugyeom, Jaebum'un öfkesinden rahatsız olsa da ifadesiz yüzünü bozmadı. Kızarıp, bozarmayı uzun zaman önce bırakmıştı.
" Ben getirdim. " dedi.
Dört kafa, birden Yugyeom'a döndü. Dördünün gözlerinde de öfke vardı.
" Oyuna gelmemize kim neden oldu Yugyeom? " diye sordu Jaebum tekrar.
Bu tamamiyle Yugyeom'un hatası değildi fakat rolü büyüktü. İstihbaratdan o sorumluyken, yanlış bir bilgiyi ayırt etmesi, kaynağını araştırması gerekirdi.
Jaebum, dişlerini sıkıyor ve fazla tehlikeli sakin ses tonunu kullanıyordu.
Yugyeom başını dik tutarak sessiz kalmayı tercih etti ve tüm cesaretini toparlayıp, konuştu.
" Saldırı bu hafta olacak. " dedi.
ВЫ ЧИТАЕТЕ
Seven Deadly Sin' • got7 *
ФанфикшнYedi kenet, tutuşur yedi adama ve en arsız arzularda yanar yalanlar... Yedi günah. En ölümcül ölümlüler. Yedi yalancı, yedi suikastçi, yedi âşık. Şeytana satılan, yedi ruh. ( Fazlasıyla +18 öge ve rahatsız edici içerik bulundurmaktadır.) #1- ji...
