" Öyleyse bugün menüden seç. "
Sert mizacını yatıştırmakta zorlanıyordu. Kendine kızdı. Youngjae yine olumsuz bir şekilde başını salladı.
" Yemek zorundasın. Yeterince güçten düştün. Çok zor şeyler atlattın Youngjae ama kendine bakmak zorundasın. O yüzden yemek yiyeceksin. "
Youngjae bu nutuğun ardından ilk kez bir yaşam belirtisi gösterdi. Jaebum'un gözlerine bakarak biçimli kaşlarını çattı. Bu Jaebum'u şaşırtmıştı. Kendine içinden küfürler etti. Onu korkutacaktı, böyle emir vari konuşmamalıydı ama küçük bir bebekle de ilgilenmek istemiyordu. Youngjae yemek yiyecekti! Devam etti.
" Öyleyse senin yerine ben seçiyorum. " dedi.
Youngjae herhangi bir tepkide bulunmadı.
" Peynirli tamagoyaki, onigiri ve somon öneririm. " diyen sesle ikisinin bakışları da kapıya döndü.
Jaebum kızıl saçlı dostuna boş gözlerle baktı. Umursamaz havasına çoktan alışmıştı. Biri ölse bile o espri yapacak kıvamda bulunabilirdi. Acaba ne zamandır orada duruyordu? Mark, Youngjae'in karşısındaki yerini aldı. Tabağında bir yığın yemek vardı ve saçları duştan çıkmış olacak ki ıslaktı.
Youngjae şaşkın gözlerle onu izliyordu. Jaebum tekrar boğazını temizledi.
" Pekâla tamagoyaki olsun. " dedi ve kapının kenarında bekleyen çalışana istediklerini söyledi.
Mark eline aldığı pastırmayı ısırdı.
" Gözün fena görünüyor. " dedi.
Youngjae, onunla konuştuğunu fark edince, hayretle Mark'a baktı. Jaebum, Mark'ın konuşmasına izin vermeden söz aldı.
" Dün geceden hatırlamıyor olabilirsin. Ben Jaebum. " dedi.
Youngjae sanki umrunda değilmiş gibi başıyla onayladı. Gözleri biraz masada dolaştıktan sonra, önündeki su bardağını görünce ağlamaklı oldu. Jaebum hareketlerini dikkatle izliyordu.
Youngjae su bardağını hızla kafaya dikti. Suyu kana kana içiyor, adem elması süratle hareket ediyordu. Çok susamış olduğu barizdi. Jaebum gözlerini ondan ayırıp gelen tabağa odaklandı. Nereden başlayacağını bilemiyordu. Youngjae ilk başta hazır görünmesine rağmen şimdi konuşmayı reddederek, Jaebum'un kafasını karıştırıyordu. Ellerini saçlarından geçirme isteğini bastırarak tekrar ona baktı. Youngjae sanki kusacak ya da ağlayacak gibi görünüyordu. Ağır ağır nefesler aldı. Gözlerini sımsıkı yumdu ve ilk kez acınası sesini dudaklarından dışarı saldı.
" Ailem. Onlar neden öldü? "
Jaebum derin bir nefes aldı. Mark yemeye devam etmesine rağmen tüm dikkatini onlara odaklanmıştı.
" Lucas sana nerede olduğunu açıkladı mı? " diye sordu Jaebum.
Youngjae başıyla onayladı. Gözleri dolmuştu.
" Pekâla. Ailen ve biz bir nevi müttefik durumundaydık Youngjae. " diye söze başladı ve elinden geldiğince kısa bir şekilde her şeyi anlattı. Yanılmalarından, onu buldukları geceye, düne kadar her şeyi...
YOU ARE READING
Seven Deadly Sin' • got7 *
FanfictionYedi kenet, tutuşur yedi adama ve en arsız arzularda yanar yalanlar... Yedi günah. En ölümcül ölümlüler. Yedi yalancı, yedi suikastçi, yedi âşık. Şeytana satılan, yedi ruh. ( Fazlasıyla +18 öge ve rahatsız edici içerik bulundurmaktadır.) #1- ji...
• XI •
Start from the beginning
