41) Emine, Süslü'nün Abisiyle Buluşuyor

Start from the beginning
                                    

Adamın yüzü biranda asılır gibi oldu. Kısa süre ne diyeceğini bilemedi. Hemen ardından,

- Evet, haklısınız ama mektupları cezaevine değil anneme gönderiyor, annemde ziyaret günlerinde bana söylüyordu.

Bu adamın çelişkili konuşması beni şüphelendirmişti. Bir anda Pervin'in söyledikleri aklıma geldi.

- Ama Pervin bana kardeşinizin sizden başka akrabasının olmadığını söyledi. Dosyasında aynen bu şekilde yazıyormuş. Belki bu konu beni ilgilendirmeyecektir ama size güvenmek için soruyorum. Kiminle konuştuğumu öğrenmeliyim.

Yalan söyleyerek bir yere varamayacağını anlayan bu adam gerçekleri söylemeye karar vermiş olacak ki;

- Söyleyeceğim ama kesinlikle aramızda kalması gerekiyor.

- Tabi ki..

- Ben cezaevine girmeden önce uyuşturucu işi yapıyordum. Yani sizin anlayacağınız şekilde söyleyecek olursam torbacıydım. Bizlerin çok çevresi olur ve uyuşturucuya ulaşmamız çok kolaydır. Cezaevine girdiğimde sadece adam öldürmekten içeride olmadığımın, önceki dosyalarımın da uyuşturucu ile alakalı olduğunu gardiyanlar arasında konuşulmaya başlanmış. Gardiyanın biri yanıma geldi ve kendisine ucuz uyuşturucu bulup bulamayacağımı sordu. Aslında sormamış emretmişti. Bende; kardeşimle aramdaki köprü olursa ona ucuz uyuşturucu bulacağımı söyledim.

Adamın bu son söylediklerinin daha mantıklı olduğunu düşündüm. Asıl konumuza dönmemizin gerektiğini o da bende çok iyi biliyorduk. Çaresizce bana bakan bu adama;

- Dediğin kadarıyla kardeşine orada tecavüz ediliyor ve kardeşinde bunu hatırlayıp söylediğinde de hayal gördüğü söyleniyor. Kardeşin de onlara inanmayarak sorun çıkarttığında sakinleştirici verilip olayın üstü kapanıyor öyle mi?

diye sorduğumda dağ gibi bu adamın gözleri buğulanmaya başladı,

- Evet, evet. Kardeşimi oradan kurtarmam lazım ama elimde hiçbir kanıtım yok. Pervin hanımın da söylediği kadarıyla aynı şeyleri annende yaşamış. Birlikte orada olan bitenleri ortaya çıkarmamız lazım. Şeytan diyor ki; "Poliklinikte ne kadar çalışan varsa öldür" ama bu çözüm değil. Ben tekrar içeri gireceğim, kardeşimde acı çekmeye devam edecek. Benden başka kimsesi yok. Zaten yeterince acı çekti. Tek derdim onu rahat ettirmek.

- Siz abisisiniz. Kardeşinizi oradan çıkarabilirsiniz sanırım.

- Yok Emine Hanım. Bu durumu Avukat bir arkadaşa sordum. Bana "sicilimin temiz olmadığı için kardeşimin sorumluluğunu vermeyeceklerini" söyledi.

- Üzüldüm,

- Cezaevinde çok kitap okudum. Kitabın birinde "morga girmenin yolu şu şekilde yazılmıştı. Birincisi ölmek, ikincisi hastane personeli olmak, son olarak ta ölü yakını olmakmış".

- Ne demek istediğinizi tam olarak anlamadım.

- Yani "içeriden birinin bize yardım etmesi gerekiyor" demek istiyorum.

- Bu durumda benim ilk aklıma gelen Pervin. Zaten Pervin de yardımcı olacağını söyledi.

- Pervin Hanımın bize bir yere kadar yardım edeceğini sanıyorum. Orada sadece kardeşime ve annene tecavüz edildiğini sanmıyorum, bu sayının çok daha fazla olduğuna eminim.

- Peki, neden böyle bir şey yapsınlar ki?

- Neden yaptıklarını bilmiyorum ama ben kardeşimin söylediklerinin her kelimesine inanıyorum.

- Diyelim böyle bir şeyin olduğunu öğrendik. Bunu nasıl ispatlayacağız?

- Bu konuda hiçbir fikrim yok ve bu durum beni delirtiyor. Dediğim gibi Pervin Hanım bize bir yere kadar yardımcı olabilir ama ispatlama konusunda yardımcı olabileceğini sanmıyorum. Nasıl yapacağımı bilseydim emin olun çoktan harekete geçmiştim.

Elimizde birkaç akıl hastasının söylediklerinin dışında hiçbir bilgi yoktu. Bu hastaların hepsi aldıkları ilaçlar sonucunda hayaller görüyor da olabilirdi. Çünkü hepsi çocukken tecavüze uğramıştı ve geçmişlerini akıllarına getirip hayaller görmeleri büyük olasılıktı. Sağlıklı birinin bu konuşulanları onaylamadığı sürece gerçeğin ortaya çıkmayacağına emindim. Bu adam, Pervin ve Hülya abla sadece varsayımlarla hareket ediyordu. Onların elinde de işe yarar bir kanıt yoktu. Bir ara bütün bu olanları "başhekime anlatayım, o bize yardımcı olur" diye düşündüm ama başhekiminde işin içince olabileceğini aklımdan geçirip bu fikirden hemen vazgeçtim. Bütün bunları kafamda geçirirken adam devam etti.

- Emine hanım ne diyorsunuz?

- Ne dememi istiyorsunuz ki? O poliklinikte bir şeyin olduğu kesin ama elimizde kanıt yok.

Şimdilik bir şey yapamayacağımızı anladıktan sonra kalkmam gerektiğini düşündüm ve adama,

- Elimizdeki bu bilgilerle yapacağımız bir şey yok gibi. En azından şimdilik yok. Sizde bu konuyu düşünün. Bende neler yapabiliriz diye araştırmalar yapayım. Müsaadenizle benim kalkmam gerekiyor

dedim ve ayağa kalktım.

- Tamam Emine Hanım. Dediklerimi unutmayın lütfen. Kardeşimi oradan çıkartmam gerekiyor.

Adamla vedalaştıktan sonra kafeden çıktım. 

Songül 2 (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now