33) Emine Mezarlığa Gidiyor

44 3 0
                                    

Aklıma anneannem ve dedem geldi. İkisini hiç görmemiştim ve bir kere bile mezarlarını ziyarete gitmemiştim. Aslında babam; annemin tüm ailesinden beni o kadar uzaklaştırmıştı ki aklıma bile gelmemişlerdi. Hasdal mezarlığının önünden geçen otobüse bindim. Otobüsteki insanların benim için "toruna bak toruna! Dedesinin ve nenesinin mezarına bir kere bile gitmemiş" diye içlerinden geçirdiklerini düşündüm. Otobüsten indikten sonra sora sora Hasdal mezarlığını buldum. İçeri girdim ama bu mezarlıkta dedem ve anneannemi mezarlarını bulmamın çok zor olduğunu biliyordum. Saatlerce mezarlığın içinde onları aradım ama bir türlü bulamıyordum. Mezarlarının mermerle kaplanmadığına emindim. Teyzem yıllar önce ölmüştü ve annemde hastanedeydi. Yorgunluktan ağır adımlarla yürürken sağ tarafa doğru kafamı çevirdim. Birkaç metre ileride yan yana iki toprak yükseltisinin olduğunu gördüm. Biraz daha bu yükseltilere yaklaştığımda; dedem ve anneannemin isimlerinin olduğu tahtaların başına geldim. Nihayet bulmuştum. Dedemin ismi tam okunmuyordu ama anneannemin adı net bir şekilde okunuyordu.

Kenan İpek, Sevim İpek.

Duamı ettikten ve uzun uzun özür diledikten sonra mezarların başından ayrılmak için arkamı döndüğüm sırada, mezarların yanında başka bir yükselti daha gördüğümde durdum. Bu yükseltinin başında da çok küçük bir tahta vardı. Tahtanın üzerinde tükenmez kalemle yazılmış bir yazı. Emine Yılmaz. Okuması çok zordu ama adımın ve soyadımın yazdığına emindim. Doğum tarihi yazmıyordu ama ölüm tarihi 2018 olarak yazılmıştı. İnsanın ölmeden mezarlıkta adını okuması çok garip bir duyduydu. Hele ki bu yazı akrabalarının mezarlarının yanında ise. Resmen altüst olmuştum. Bu yazıyı kim niye yazmıştı ki? Telefonumla yükseltinin ve başındaki tahtanın fotoğrafını çektim ve mezarlıktan ayrıldım.

Songül 2 (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin