39//Daha iyi.

1.2K 49 4
                                    

Evanescence - My Immortal.

*

“Bir şey oldu,” dedim daha çok kendime itiraf etmek ister gibi. “Bir şey oldu.”

Tekrar derin bir nefes aldı ve bana döndü.

“Evren,” dedi, sesi çok alçaktı. “Evren kaza geçirmiş.”

Gözlerim şaşkınlıkla irileşti, kaşlarım havaya kalktı ve kanım çekilmiş gibi hissettim. Yüzümdeki ifadeyi bilmiyordum, tahmin edemiyordum ama Efe’nin gözleri endişeyle parlamıştı.

Kulaklarım uğuldadı ve zeminin döndüğünü hissettim. Zihnimdeki her şey korkuyla bir köşeye çekilirken Evren’in görüntüsü ve kaza yaptığı gerçeği ortada kalmış, gözlerini kısmış bana bakıyordu.

Gözümün önüne gelen görüntüler pek hayırlı değildi, kaza anını hayal etmeye çalışıyordum ancak pekte bir sonuca ulaştığımı söyleyemezdim.

“Ne?” diye sordum dilimi bulduğumda. “Ne demek kaza geçirmiş ya? Ne diyorsun sen?” Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım. Nasıl kaza geçirmişti? Durumu nasıldı? Canı çok acımış mıydı? Nasıl hissetmişti, nasıl hissediyordu? Beynimden içeri süzülüp beni dürten soruları es geçtim ve Efe'ye odaklandım.

“Bilmiyorum,” dedi sadece. Sinirle baktım ona. Nasıl bilmezdi? "Bana haber veren Alev'di. Seni aramış, açmamışsın, kaza yaptıklarını, Alev'in bir şeyi olmadığını ama Evren'in kötü olduğunu söyledi.”

Tekrar gözlerimi kırpıştırdım ancak bu doluluğu gidermek içindi. Yaşlı gözlerimi kırptığım an gözyaşları yanaklarımda yuvarlandı ve bu sanki olanların yeni bilincine varmışım gibi sarsılmama neden oldu.

“Evren,” diye fısıldadım. Ardından sarsılarak ağlamaya başladım. Zihnimde açılan yeni bir kapı bana Sude’nin de bu şekilde öldüğünü hatırlattı. Daha kötü hissettim. Evren’e bir şey olması düşüncesi kafatasıma baskı uyguluyordu ve ne hissedeceğimi ne yapacağımı bilmiyordum.

Evren’i görmek istiyordum ama o rahatsız hastane yatağında, baygın yatışını görmeye hazır olduğumdan emin değildim.

Olayları dinlemek, öğrenmek istiyordum ama bir yandan da istemiyordum çünkü bunu öğrenmeye de hazır olduğumdan emin değildim.

Evren’in ne hissettiğini merak ediyordum ama bunu kaldırabileceğimden emin değildim.

Sude’yle kaza yaptıkları günle kıyaslamaya başladım istemeden. Alev yanındaydı. Arabayı o kullanıyordu ve tahminimce kaza yapacağını anladığında aklına Sude’nin ölümüne sebep oluşu gelmişti ve Alev’i korumak için kendini ortaya atmıştı. Evren’i tanıyordum ve yaptığının bu olduğu iddiasına bile vardım. Hatta düşünce yapısının Alev’in de benim yüzümden ölmesine izin veremem, olduğunun iddiasına da vardım.

Kahretsin.

Niye yapmıştı?

Evren’i kaybedemezdim.

“Gidelim,” diye mırıldandım. “Lütfen. Evren’in yanına gidelim.”

Yüzünü buruşturdu. “Hangi hastanedeler bilmiyorum.” Yavaşça ayağa kalktı. “Tamam. Sen hazırlan, ben öğrenirim. Gideriz.”

“Tamam,” diye onayladım ve Efe odadan çıkıp kapıyı kapatana kadar öylece durdum. Efe çıktı, kalktım. Telefonumu elime alıp kilidi açarken Alev’in dokuz kere aradığını görmüştüm. Sessizden çıkardım ve tekrar yatağa bıraktım. Üzerimi hızlıca değiştirip koyu renk kot pantolon, siyah bir tişört giydim. Telefonumu cebime sıkıştırdım ve saçlarımı gevşek bir topuz yapıp Efe’nin odasına gittim.

Popüler Beşli || Düzenleniyor.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin