31//Çok tatlısın sen ya!

2.7K 84 17
                                    

MULTIMEDIA: KARAKTERLER, EVREN'İN ALEV'İN BİLGİSAYAR EKRANINDAKİ FOTOĞRAFI VE EVREN'İN ARABADA DİNLEDİĞİ ŞARKI. (30 SECONDS TO MARS-END OF ALL DAYS)

Bölüm @melis406 için, 2 temmuz doğum günüydü ithaf istemişti bende 31. bölüm senin için demiştim, doğum gününden bir ay üç gün sonraya geldi asdfgjkldsj. Geçmiş doğum günün kutlu olsun :D ♥

-Efe'den- 

“Seni seviyorum!” diye bağırdı Ilgın bir kez daha.

“Bağırma kulağımın dibinde be!”

“Odun!” dedi ve omzuma vurdu. “Odunsun Efe! Odun! Ama benim odunum!” yüzümü buruşturdum ama aldırmadı. “Benimsin! Hani sen diyorsun ya sikeyim kardeşini kankasını diye! Aynen öyle! Benimsin sen, benim!”

“Tamam Ilgın,” diye homurdandım. “Seninim ben. Hadi yatalım artık!”

“Yatmam!” diye bağırdı bu seferde. Oturduğu yerde dikleşmeye çalıştı ancak yapamadı ve geri düştü. Salonu inletecek kadar güçlü bir kahkaha attı ardından. “Daha gece yeni başlıyor!” avazı çıktığı kadar bağırıyordu.

“Ilgın!” diye seslendi Mira odalarından. “Yeter lan! Kulak bu, kulak. Bağırma!”

“Bağırırım!” dedi daha yüksek bir perdeden bağırarak. “Ses telleri de benim!” sonra birkaç saniye durdu ve tekrar kahkaha atmaya başladı.

“Efe!” diye seslendi kahkahası bittiğinde. “Seni seviyorum lan!”

“Bende seni seviyorum.” Dedim ondan kat kat sakin bir ses tonuyla. Alkol iyiydi güzeldi de, Ilgın’da yarattığı etki hiçte iyi değil. Gerçekten değil. Sanırsın içki değil, çamaşır suyu içiyor. Öyle bir yan etki yani, uçuyor kafası. “Ama lütfen bağırma.”

“Bana kahve yap!”

“Ne?”

“Kahve!” anlamazca suratına baktım.

“Ilgın saat sabahın dördü, ne kahvesi, yürü yatalım hadi.” Kaşlarını çatıp omuzlarını iki kere yukarı kaldırıp indirdi, çocuk gibi.

“Kahve istiyorum! Nescafe istiyorum!”

“Tamam, lanet olsun tamam! Yapacağım ama bağırma.” Yüzümü buruşturdum. Ağzına fermuar çeker gibi yaptı ve anahtarı tam olarak kaldıramadığı eliyle attı.

“Bağırmak yok.” Diye mırıldandı. Tekli koltuktan kalkıp gömleğimi düzelttim ve mutfağa doğru ilerledim. Çektiğim çile değil yemin ederim.

Saat olmuş dört! Ne kahvesi yahu?

İstemsizce yüzümü buruşturdum ve kapının solundaki bej rengi tahta dolabın kapağını açıp en üst raftaki üçü bir arada poşetlerinden birini elime alıp mutfak tezgahına doğru yürüdüm. Poşeti tezgaha bıraktıktan sonra musluğun biraz sağında duran ısıtıcıyı aldım, suyu koydum ve açtım. Isıtıcı çalışmaya başladığına dair ses çıkartırken sağ üstteki ikinci dolaptan koyu yeşil orta boy bir fincan çıkardım. Fincanı mutfak tezagahına koyarken bir yandan da aklıma esen bir şarkıyı mırıldanıyordum.

Korkuyorum cesaretim kayıp.

Dünya mı zor bünyem mi zayıf?

Popüler Beşli || Düzenleniyor.Where stories live. Discover now