5//Bir şamdanla mı?

6.5K 251 14
                                    

Yürüyordum, nereye gittiğimi bilmeden. Sahil boyunca yürüyordum. Dün geceyi, Efe'nin ağzından çıkanları sindirmeye çalışıyordum. Ortalama 2-3 saattir yürüyordum, zaman akıp gitmiş, farketmiyordum. Hesaplamaya çalışıyordum. Eğer Efe haklıysa diyordum kendime. Ya gerçekten aşıksak birbirimize? Aklıma bunlar düşünce kapatıyordum gözlerimi, kirpik diplerim göz bebeğime batacak kadar sıkıyordum. Bir iskeleye oturudum. Bacaklarımı aşağıya sarkıttım. Suya değecekken geri çektim. Keşke dedim.  Keşke alıp gitse derdimi şu dalgalar. Her denizi gördüğümde, annemi aklıma getirirken... şuan iskeleden denizi seyrederken Efe'yi düşünmem normal miydi? Ani bir dürtüyle kalktım yerimden. Tam ilerleyecekken kaslı bir vücuda çarpıyorum. Kafamı kaldırmamla elleri siyah saçlarının içinde, siyah gözleri ve kalın dudaklarıyla bana bakan Doğu'yu görmem bir oldu.

"Çekil yolumdan." hafifçe çemkirdim. "Ne ara birbirimize bu kadar uzak olduk?" cevap gecikmemişti. "Doğu gerçekten uygun bir zaman değil." omuzundan hafifçe iktirerek yoluma devam ettim. Hızlıca yürürken gördüğüm ilk kafeye girip en ücra, en gözden uzak masaya oturdum.

Üç-dört kahve bitirdim. Hala öylece oturup elimdeki bilekliğe bakıyordum. Bizim, popüler beşlinim bilekliğine. Ne yapmalıydım? Kaçmalı, uzaklaşmalı, bunları arkamda bırakmalı mıydım? Kalıp yüzleşmeli miydim? Değişmeli ve buna bir son mu vermeliydim?

*****

Eve girdim. Efe beni beklemiş, okula gitmemişti. Hiç konuşacak halim yoktu, zihnim allak bullaktı; uykusuzdum. Uykusuzken aşırı derecede huysuz bir cadıya dönüşüyordum.

Efe'nin bakışları üzerime toplu iğneler gibi batarken dün gece gözlerimin önünde canlandı. Kafamı iki yana çevirerek düşünceyi dağıttım, uzaktan uzağa beni izleyip ne yaptığımı anlamaya çalışan Efe'ye dönüp sakin bir ses tonuyla konuştum "Ben okula gelmeyeceğim." Cevabını beklemeden merdivenlere yöneldiğimde Efe yerden çantasını aldı ve çıktı.

Normal miydi?

Dün gece bana söylediklerinin üzerine bu denli rahatlıkla beni arkasında bırakabilmesi normal miydi?

Erkek milletiydi işte. Asla ve asla güven olmazdı, hepsi dengesiz salaklardı. Odama girip kapıyı kapattım, evde yalnız olmama rağmen bunu niye yaptığıma emin olun ki ufacık bir fikrim dahi yoktu. Ebeveyn banyosundaki küveti doldurup içine girdim. Sıcak su bana iyi gelmişti. Biraz oyalanıp küvetten çıktığımda saçlarımı hafif kurutarak yakalı bir tişört ile rahat bir eşofman giydim. Boy aynasında kendimi süzerken ilk defa fiziğimin güzel olduğunu düşünmüştüm. "Fena sayılmaz." diye iç geçirdim. Telefonumu şarjdan çıkarmadan elime aldım. Bir şarkı açarak -Pera : Unut feat Toygar Işıklı- yatağa uzandım. Müzik kesinlikle huzur veriyordu.

Şarkının büyüsüne kapılmış gidiyorken çalan kapı bana adeta bu kadar huzur yeter demişti. Çalar çalar gider diye düşünüyordum ancak galiba alacaklıydı ve hiçbir yere gideceği de yoktu. Yataktan kalkarken ayaklarım soğuk zemini tüm kıvrımlarına kadar hissettiğinde anlatmıştım çorap giymediğimi. Açıkçası aşağıda hâlâ çalınan kapı engel oluyordu gidip çorap giymeme. Üst kattan, duymayacağını bile bile "Geliyorum!" diye seslendim. Ahşap merdivenlerin çıkardığı gıcırtıyla aşağıya inip kısa bir koridordan geçerek kapıya ulaştım. Sinirle kapıyı açarken karşımda Doğu dikiliyordu.

Soru işareti dolu gözlerle gözlerine baktım. Hafifçe gülümsedi.

"Selam." dedi gülümsemesinin ardından. "Seni pek iyi görmediğim için merak ettim de." Efe bırakıp gitmişken, Doğu'nun benle olması ironi değilse neydi? Hala bomboş gözlerle Doğu'ya bakıyordum içimde bir yerlerden "Mal mısın? Konuşsana." sesini duyana kadar.

Popüler Beşli || Düzenleniyor.Where stories live. Discover now