14. Bölüm: Kelimelerin Kırılganlığı

Start from the beginning
                                    

"Neden senin suçsuz olduğunu söyledi?"

Avuç içlerim terlerken tüm bedenim üşüyordu. "Bilmiyorum."

Geçmiş, kalbime saplanan bir bıçak gibiydi. Tutup çeksem daha çok kanayacak, deşsem daha çok acıyacaktı. Çaresizce acıdan kurtulmak istesem de bıçağı yerinden oynatmayacaktım. Kendime daha fazla zarar vermeyecektim.

"Ne yaptın Asel?"

Araba evin önüne geldiğinde ona cevap vermedim. Kapıyı açıp bahçeye geçeceğim sırada sesini yükseltti.

"Aldatmadan fazlası var derken neyi kast ettin?"

Onu duymazdan gelerek eğilip ayakkabılarımı çıkardım. Tüm soğuğa rağmen yürümeye devam ettim.

"Sana neden 'canavar' diyorlar?"

Sorusuyla donup kalırken yavaşça arkamı döndüm. Bahçe kapısında beni izliyordu. Yanına ilerleyip kelimeleri bulmaya çalıştığım sırada lastiğin asfaltı yırtan sesini duydum. Ne ara durduğunu anlamadığım arabadan hızla Yağız çıktı.

"Asel." derken çoktan yanıma gelmişti.

"Neden kaçtın? Her şeyi orada anlatabilirdim."

Yağız'ın telaşlı yüzünü incelerken sakince konuştum. "Söyleyeceğin şeyi bilmek istemiyorum."

"Ne? Neden?" Şaşırmıştı. Elleri havada kaldı.

"İstemiyorum!" Her kelimeyi bastırarak söylemiştim.

Üşüyen ayaklarımın çığlıklarını durdurmak için arkamı dönüp eve yürümeye başladım.

"Özür dilerim!"

Duymaktan nefret ettiğim iki kelime ile karşılaşınca önce bir sendelesemde sonra yoluma devam ettim.

"Haklıydın, Asel!"

Yüksek sesle konuştuğunda titremeye başladım. Ona dönerken parmağımı havaya kaldırıp tehdit edercesine bağırdım.

"Sakın! Sakın Yağız!"

Dibime geldiğinde kükrüyordum. "Haklı olduğumu da haksız olduğunuzu da çok iyi biliyorum! Yeter artık! Yeter!"

Elimdeki ayakkabıları yere fırlattım. "Yoluma devam etmeye çalıştığımı görmüyor musunuz? Aylar sonra karşıma çıkıp neyi anlatacaksınız? Beni daha fazla nasıl mahvedebilirsiniz? Bırakın hayatımı yaşayayım!"

Titremelerim artarken cümleleri kekelemeden söylemeye çalışıyordum. "Yoruldum! Bir ilişkim var. Yoluma devam etmeye çalışıyorum. Geçmişi deşip durmayın. Beni rahat bırakın artık!"

Akan yaşlarımı hissettiğimde kendimden nefret ettim. Bana sarılmak için kollarını uzattığında elimle göğsüne bastırıp bir adım geriledim.

"Bunu öğrenmen gerek Asel! Vicdanının rahat olmadığını biliyorum!"

Tüm soğuğa rağmen gözlerimden ateş çıkarken Yağız'ın gözlerine baktım. "Benim vicdanım çok rahat. Bir tek sizin ki değil! Sonsuza dek de rahatlamayacak! İzin vermeyeceğim."

ASELWhere stories live. Discover now