2. Bölüm: Geçmişin Işığı

103K 4.9K 7.1K
                                    


"Peşimi bırakmayan geçmişime..."

BÖLÜM 2

Beş yıl önce

Yatağın üzerinde annemin benim için bıraktığı okul üniformasını gördüğümde çığlık attım.

''Anneeeeeeee!!''

Sesim bütün evi inletirken yataktaki eteğin belinden tutup havaya kaldırdım. Eteği aldığımızda dizlerimin üstüne geldiğini hatırlıyorum. Peki gözlerim şu an neden mini bir eteğe bakıyordu. Tekrardan bağırdım.

''Anneeeeeee!!''

Bilerek cevap vermediğini anladığımda elimde başka seçenek olmadığını düşünerek üniformayı giydim. Aynanın karşısına geçtiğimde mini eteğin altında kalan bacaklarımın bu kadar ortada olmasından rahatsız oldum. Dolabıma yönelip siyah ince bir çorabı giymeye koyuldum. Tekrar aynanın karşısına geçtiğimde kendimi daha rahat hissetmiştim. Saçlarımı taradıktan sonra spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Çantamı sırtıma attığım gibi hızlıca merdivenleri indim.

Merdivenin sonunda duran babamın bir bana bir eteğime bakan gözlerini izledim. Kaşını kaldırıp sorgularken,

''Ben bir şey yapmadım. Hepsi annemin suçu.''

Diyerek mutfağa kaçtım. Umay abla ve annemin masa ile ilgilendiğini gördüm.

''Okulun ilk gününden bana böyle bir kazık atamazsın.''

Eteğimin ucunu tutup ona gösterdim.

''Yeni öğrenci olmam beni yeterince gererken etek boyumla dikkat çekmek istemiyorum.'' dedim.

''Eğer eteğin eski boyunda kalsaydı dikkat çekerdi. Dikkat çekmek istemiyorsan bana güven.''

Gururla söylediği cümleyi hayretle dinledim. Annemle baş edemeyeceğimi fark edip en yakın zamanda kendime bir pantolon almayı aklıma kazıdım.

Yeni şehre geldiğimizden beri çok heyecanlıydım. Babamın şarap fabrikasındaki işlerinin gittikçe genişlemesi ile daha büyük bir yere geçmeye karar vermiş, yeni açmış olduğu bira fabrikasına yakın olmak istemiştik. Babasından kalan bu mirası babam da bana bırakmak istiyordu. Küçüklüğümden beri alkolün içinde büyümenin tiksintisi ile dolduğum için mirasını bırakacak yeni birini bulması gerektiğinden habersizdi. Her fırsatta şarabın inceliklerini dinlemekten yorulmuşken onun anlatmaktan yorulmuyor oluşu canımı sıkıyordu.

Annem ise babamın bu işine bayılıyordu. Alkol bağımlısı olacağını söylediğim her defasında beni, ''Şarap Bağımlısı'' olarak düzeltirdi. Babamın şirketinde avukatlık yapıyordu. Ara ara aldığı farklı davalar dışında sürekli şirketteydi. Küçük yaşta anne, babasını kaybetmek onu erken olgunlaştırmış ve hayata karşı bir savaşçı yapmıştı. Güçlü kadın olmayı hayat amacı olarak görmüştü. Yeni işler ile heyecanlı olmasına mutlu oluyordum ama keşke bu heyecanının içine eteğimi dahil etmeseydi.

Masaya doğru yaklaştığımda Umay ablanın arkamdan,

''Çok güzelsin.'' dediğini duydum.

Ona elimle öpücüklerimi gönderirken gülümsüyordu.

Kahvaltımızı bitirdikten sonra babamla beraber evden çıkmıştık. Okula giden yolda anılarım zihnimi ele geçirdi. Eski okulumu ve arkadaşlarımı düşünüyordum. Girdiğim ortama çabuk uyum sağlardım ama bu yeni okula gitmek için hevesli olduğum anlamına gelmiyordu. Önceden okuduğum devlet okulunda çok mutluydum. Kalabalık olmayan bir Anadolu lisesiydi. Kafamı cama yaslayıp yeni okulumu hayal etmeye çalıştım. Annemin bitmek bilmeyen ısrarları üzerine beni Koleje yazdırmışlardı. İzlediğim dizilerdeki gibi zengin, kendini beğenmiş ergenlerle uğraşmak istemiyordum. Hepsinin sadece dizilerin uydurması olduğuna kendimi ikna edip samimiyetimi ve sıcaklığımı yeni arkadaşlarıma yansıtabileceğimi düşündüm.

ASELWhere stories live. Discover now