5. Bölüm: Tokatın Yankısı

56.8K 3.7K 6.5K
                                    

"İntikam için bekleyen acılara..."

BÖLÜM 5

🎼 Kaleo - Save Yourself 🎼

5 yıl önce

Bileğime çarpan top, fileyi aştığında nefesimi tutmuş ter içinde karşı takımı izliyordum. Çığlık seslerini duyduğumda bana doğru koşup bedenime sarılan arkadaşlarımı hissettim. Top yere düşmüş ve takımımız kazanmıştı.

"Eveeeeeetttt!!!!"

Çığlık çığlığa bağırıp takım arkadaşlarımla zıplıyorduk. Kollarımdan ve bacaklarımdan çekiştirmeye başladıklarında ne olduğunu anlamadan kendimi önce kucaklarında sonra havada buldum. Kahkahalarıma, korku dolu çığlıklarım eşlik etti.

"A-sel!! A-sel!"

İsmim salonda inlerken ayaklarım yerle buluştu. Sahaya koşan Eylül ve Yağız'ı gördüğümde bacaklarım o yöne ilerlemeye başladı. Yağız belimden sarılırken ayaklarımı yerden kesip etrafında dönmeye başladı. Boynundan sarılmış, düşürmemesi için emirler gönderiyordum.

"İşte benim kızım!"

Beni yere indirdiğinde Eylül boynuma atladı. "Harikaydın, Asel!"

Söylediklerine teşekkür edip sırayla herkese sarıldım. Arkada beni izleyen Ener'i gördüğümde gülümsememi gönderdim. Gururlu gözlerle yanıma gelirken şaşırtan şey bakışları değil bana sarılması oldu. Elleri belimi bulurken, kafam göğsüne değmişti. Boyumun uzun olduğunu sanarken onun yanında ne kadar kısa kaldığımı fark ettim.

"Tebrik ederim, voleybol kraliçesi!"
Sesi kulaklarıma dolduğunda, "Teşekkür ederim." diye cevapladım.

Ne yapacağımı bilemeyerek hareketsiz kaldığım sırada ismimi bağıran sınıf arkadaşım kolumdan tutup beni Ener'in bedeninden ayırdı. Takıma ve bana övgü dolu sözler gelirken beden öğretmenimizin sesini işitmem ile ona döndüm.

"Sıra son maçı kazanıp şampiyon olmakta!" Gülümsemesi artarken, "Tebrik ederim." diye ekledi.

Tüm sarılmalar ve tebrikler biterken soyunma odasında arkadaşlarım ile karşı takımın dedikodusunu yaparak eğleniyorduk. Okula geleli dört ay olmuş şimdiden herkesle kaynaşmış, öğretmenlerin sevdiği, başarılı biri olmuştum. Okul voleybol takımına beden öğretmenin zoruyla girmiş olsam da hem fiziksel hem ruhsal yönden kendimi iyi hissediyordum. Bugüne kadar final maçına hiç çıkamadıklarını düşünürsek benim de takıma iyi geldiğim söylenebilirdi.

Neredeyse tüm takım duşunu almışken terim soğudu. "Ben duşa giriyorum." derken sohbeti bırakarak kabinlere yöneldim.

Sıcak suyun altında huzur bulurken son maçın çok zor olacağını düşünerek stres yapmaya başladım. Buraya kadar gelip son aşamada kaybetmek istemiyordum. İkinciliği kabul edemeyecek, birincilik için sonuna kadar savaşacak biriydim. Kupayı alıp okuluma götürmek, arkadaşlarım ile beraber bir köşesinden tutup havaya kaldırdığımız fotoğrafı sonsuza dek saklamak istiyordum.

Suyu kapatıp havluyu bedenime sararken seslerin kesildiğini fark ettim. Kabinden çıktığımda soyunma odasında neredeyse kimsenin olmadığını gördüm.

"Heeey!! Kimse yok mu?" Musluktan akan damla sesleri dışında bir şey duymadığımda beni bırakıp gitmelerine bozuldum. Kazanmanın heyecanı ile fark etmemiş olacaklarını düşünüp eşyalarımın yanına ilerledim.

"Selam."

Duyduğum ses ile yerimde zıpladım. Arkamda duran çocukla göz göze geldiğimde zihnimde ayaklarımı yere vurdum.

ASELWhere stories live. Discover now