13. Bölüm: Yalanların Izdırabı

Start from the beginning
                                    

Cümleyi annem devraldı. "Seni akıllı bir kız sanardım. Duygularına yenik düşmeni asla beklemezdim."

Topuklu ayakkabısı ve kalem eteği içinde her zaman ki avukat tavırlarıyla saçlarını savurup arkasını dönerek yürümeye başladı. Bunca yıl despotluğuna rağmen kendinden ödün vererek hayallerimin peşinden koşmam için çabalamıştı. Şu an yaşamış olduğu hayal kırıklığını anlayabiliyordum.

Karşımda hareketsiz duran babamın gözleri üzerimdeydi. "Üzgünüm! İlk defa senin yanında olamayacağım. Annen haklı Asel. Bu yaptığın-"

Ellerini havaya kaldırıp kelimeleri bulamıyormuş gibi bir hareket yaparak gitti. Haklı olduklarını bilmek içimi acıtırken ağlamaya başladım. Onları hayal kırıklığına uğratmak canımı yakmıştı.

Yanıma gelen Umay abla, konuşmak yerine sadece bana sarıldı. Ben de ona sarılırken daha çok ağladım. Yaptığımdan pişman değildim. Son üç yıldır arkadaşlarım her şeyim olmuştu. Onlardan ayrılmak istemiyordum. Edebiyat bölümünde de bir şekilde mutlu olacağımı, okumayı çok sevdiğimi biliyordum.

Telefonum çaldığında Umay abladan uzaklaşıp cebimden çıkararak ekrandaki isme baktım. Ener arıyordu. Ağlayarak açtığımda sesi endişeliydi.

"Asel..." Sesini duyunca hıçkırdım. "Hey Asel! Bebeğim!"

"Annem çok kızdı." derken gözyaşlarımı sildim.

"Pişman mısın?"

Ağlamamı durdurmaya çalışıyordum. "Hayır, değilim."

"Neden ağlıyorsun peki?"

"Ailemi hayal kırıklığına uğrattığım için."

Göz yaşlarım tekrar dökülmeye başlarken zar zor konuştum. "Annemin gözlerindeki kırgınlığı, babamın şaşkınlığını görmen lazımdı."

"Bekle! Yanına geliyorum."

"Hayır, hayır gelme! Seni görmek isteyeceklerini sanmıyorum. Ben geleceğim."

"Tamam bebeğim, sokağın başından alırım seni."

"Tamam."

Telefonu kapattığımda Umay abla kızgın bir şekilde bana bakıyordu. "Bence dışarı çıkmamalısın, prensesim."

"Hava almak istiyorum." Yukarıyı gösterdim. "Hem beni biraz görmeseler iyi."

Anlayışla kafasını salladığında odama koştum. Üstümü değiştirip kendime çekip düzen verdikten sonra çantamı alarak sokağa çıktım. Biraz ileride Ener'i görünce gülümsedim. O kadar hızlı gelmişti ki benim için telaşlandığını biliyordum.

Hızla yanına gittiğimde açtığı kollarına atladım. Boynuna sarılırken, kollarını belime doladı. Ayaklarımın ucundayken kokusunu içime çekip boynunu öptüm. Bir eliyle saçlarımı okşadı.

Geri çekilirken yüzündeki endişeyi gördüm. Yüzümü elleri arasına aldı. "İyi misin bir tanem?"

Kafamı sallarken gözlerim tekrar doldu. "Sakın bir daha ağlama." Burnumun ucunu öptü.

ASELWhere stories live. Discover now