kırk üç

1.4K 134 78
                                    

Selamınaleyküm minnak okurlarım erken gelen bölümün hatırına bol bol satır arası yorum yapıp votelerseniz çok mutlu olurum. Hikayenin sıralamalarda yükselmesini dört gözle bekliyorum ve sizin desteklerinizle inşallah istediğimiz sıralamaya tekrar ulaşabiliriz

En derinlerimde hissettiğim bu duyguyu daha önce de hissettiğimden emindim. Fatih'e olan hislerim gibi kızıma olan sevgimi ve merhametimi de hissedebiliyordum. Aklım bilmese de yüreğim ikisini de biliyordu..

Elimi kalbimin üzerine yerleştirip biraz daha sakin olması için telkin vermeye başladım. Hafifçe vurup içimden geçen ilk şeyi söylemiştim.

"Bu kadar hızlı atarsan çocuğunu göremeden ölebilirsin, bunun olmasını istiyor musun gerçekten?"

"Efendim? Bana mı dedin?"

"Hayır, kalbimle konuşuyordum."

Gayet normal bir şeymiş gibi söylediğim cümle, Fatih'i hiç şaşırtmamıştı. Aksine bu tür şeylere alışkın gibi duruyordu.

"o küçük kalbine söyle; onun benim için atmasını dört gözle bekliyorum."

Söylediği şeyle istemsiz olarak gülümsedim. Bazen çocuk gibi bazen de oldukça olgun birine dönüşebiliyordu.

"Daha ne kadar yolumuz kaldı?"

"Az kaldı.. On dakikadır yoldayız bunu onuncu soruşun. Biraz sakin ol, akışına bırak."

hem suçlu hem de güçlüydü!

"Bana neden en başında söylemedin ki bunu? Ben.. benim belki de en çok onu görmeye ihtiyacım vardı. Bunu benden saklaman çok adice."

Kaşlarımı çatabildiğim kadar çattım,içimde oluşan ona kafa atma isteğimi de dizginlemeye çalıştım. Bunu benden saklamamalıydı.. Daha çocuğumun ismini bile bilmiyordum.

"Belki bunu istemeyebilirsin diye düşünmüştüm, bir de bu sorumluluğu hissetmeni istemedim."

Cümlesini yarıda kesip, elindeki su şişesini bana doğru uzattı. Kapağı açmamı istediğini belli edecek şekilde şişeyi bir sağa bir sola salladı. Ben de sanki bu komutu bekliyormuş gibi; anında suyunu açmıştım. Suyundan bir yudum almadan önce konuşmaya şöyle devam etti;

"Adiysek de sevgimizden adiyiz, ne yapalım?"

Söyledikleriyle içimde oluşan şiddete başvurma isteği had safhaya ulaşmıştı. Biraz da olsa sinirini bozmak için söylediği şeyin pis bir şekilde taklidini yapmaya başlamıştım;

"İdiysik di sivdiğimizdin idiyiz, ni yipiliiimm."

Bunu beklemiyor olmasını umuyordum ama su içerken söylemiş olduğuma bir miktar pişman olmuştum.. Hadi amaa cidden bunu yapmış mıydı? Yüzüme püskürtülen sudan hiç memnun olmamıştım..

Arabayı ani bir frenle kenara çekip yüzünü tekrar bana döndü;

"H-azal" kahkaha atmaktan konuşamıyordu! "H-hazal çok ö-zür dilerim."

"Asıl ben kendimden özür dilerim seni güldürdüğüm için."

Dediğim şeyle Fatih'in gülme sesi arabayı tamamiyle doldurmuştu.

"Amacım kesinlikle seni güldürmek değildi.." deyip yanaklarımı havayla doldurdum.

"Torpidoyu aç;orada mendil olacak, zaten çok ıslanmadın bir yudum sudan bir şey olmaz. "

Gülüşlerinin arasından kurabildiği tek mantıklı cümle bu olmuştu.

"Sadece su değil bu, senin enzimlerinle dolu mikroplu bir su!"

SANA HAYIRDIR!حيث تعيش القصص. اكتشف الآن