yirmi iki

3.4K 386 131
                                    

Cüda adlı hikayemi hala okumaya, başlamadıysanız.. Profilinden okumaya başlamalısınız. Seveceğinize eminiiim😌💓 iyi okumalar bebitolarr

HAZAL'DAN

"Kızım biz sana ne dedik? Bu çocuk dedik, seviyor dedik, yürümüyor, koşuyor dedik. Dediiiiiiiik"

Dilruba'nın dediği şeylerle utanma katsayım nirvanaya ulaşmıştı. Yatağın üzerindeki yastığı alıp yüzüme boğulacak şekilde bastırdım.
Duymamak daha iyiydi.

5 saniye sonra yastık yüzümden çekilmişti. Gözlerimi sımsıkı yumdum. Kulaklarımı da kapatıp "Ali babanın bir çiftliği var" diye söylenmeye başladım.

"Alii babanın bir çiftliği vaaar. Çiftliğinde Fatihleri vaar."

Dediğim şeyle gözlerim koskocaman açılmıştı. Kızlara baktığımda önce durdular, dediğim şeyi idrak etmiş olacaklar ki üçü de birden gülmeye başladı. İstemsi olarak baş parmağımı ısırmıştım.

"Hazal yine bilinçaltı kurbanı oldun be prenses."

Esra'nın kurduğu cümlede haklılık payı aradım ve.. Haklıydı! İpin ucunu kaçırmıştım!
İçime derin bir nefes çekip konuşmaya başladım;

"Kızlar ben ne yapacağımı bilmiyorum, sizden bana 'ben demiştim' demenizi değil, bana yardım etmenizi istiyorum...
Kızlar ben ne yapacağım?"

Ciddi bi ortamı, sonunda yakalayabilmiştik. Hepsinin yüzüne teker teker baktım. Dilruba'nın ağzı kulaklarına varıyordu, Esra da hâlâ şokun etkisini atlatamamış gibiydi, Sena da bakıp bakıp sırıtıyordu. Birinin lafa girmesini bekliyordum ki Esra konuşmaya başladı;

"Hazal Dilruba'nın da dediği gibi; ben de bir şeylerin olduğunu seziyordum ama bu kadar çabuk olacağını ve bu kadar ciddi bir duruma geleceğini düşünmemiştim. Musab'a söyleyen babana da söyler.. Ki zaten Musab'da sana 'istemiyorsan babamla konuşmasına engel olurum' demiş. Demek ki çocuk seni gerçekten seviyor."

Duyduğum şeyleri bünyem kaldırmıyordu, boğazımda bir düğüm oluşuyordu. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Fatih.. Ah Fatih...

"Senin yapacağın tek şey kalbini yoklamak Hazal." dedi Sena sonra da ekledi;
"Bence sende de bir şeyler var. Yoksa neden bu kadar heyecanlanasın? Buraya vardığında ellerin titriyordu!"

Kalbimin hızı iyice arttığı için elimi kalbime bastırdım.

Dilimi yutmuş gibi hissediyordum. Yutup yutmadığımı teyit etmek için ufak bir "A" sesi çıkardım.

Evet dilim de sesim de yerindeydi.

"Şey yani ben ne yapayım o zaman? Musab'a bir şey diyemem. Hem bu iş ciddi bir şeyse 'evlilik' demektir. Babam Fatih'i pek sevmiyor. O yüzden bu işin olur yanı yok."

Deyip elimi kalbimden çektim. Biraz da olsa yavaşlamıyordu. Kalp spazmı geçirme ihtimalim yüzde kaçtı?

Dilruba birden lafa atladı;
"Neyi varmış Fatih abinin? Bence gayet efendi bir çocuk. Bugüne kadar hiçbir kötü hareketini görmedim. Hamza abi de bulmuş yakışıklı damadı istemem yan cebime koy misali artistlik yapıyor ya! Belki de yapmıyordur, adamın daha haberi bile yok. Ay umarım Fatih abi hemen gider de konuşur. Ayyyyy"

Deyince kalp ritmim yine hızlanmıştı. Cidden bu normal değildi.

"Umarım değil inşaallah diyeceksin Dilruba. umarım ne ya gavur gibi."

Dedi sena.

Dilruba da durur mu yapıştırdı cevabı; (jsjxhskxlslskwld)
"Gavur gibi ne ya yobaz mısın Sena? Yallah Arabistanaaa"

SANA HAYIRDIR!Where stories live. Discover now