otuz dört

2.6K 250 294
                                    

Sana Hayırdır'ın sezon finaline yakışır bir bölüm olsun inşallah, son kez hatırlatacağım.. Satır arası yorum yapmayı unutmayın🌙

Fatih'in gözleri sımsıkı kapalı Özgenin gözleri koskocaman açıktı. Öyle sıkı sarılmıştı ki Fatih'e. Bu görüntüyle gözlerimi istemsiz olarak tekrar açtım. Evet gördüğüm manzara tamamen gerçekti.

Fatih'in kolları yere doğru sarkmış, Özgenin kolları sımsıkı sarılmıştı Fatihin bedenine.

Midemin bulantısı arttıkça görüş açım da buharlanıyor gibi hissediyordum.

Özge beni çoktan görmüştü ama şu an yeni görmüş gibi davranıp anında, Fatih'ten ayrılmıştı. Evden koşarak çıkması, kapıyı sertçe çarpması da aynı saniyeler içinde gerçekleşmişti.

***

Derin derin nefes alıp kurmam gereken cümleyi kafamda toparlamaya çalıştım.
Boğazımdaki düğümü çözemiyordum.

-"D-ilruba nerde? Ben ona bakayım. Gitti mi?"

Fatih'e bakıp cevap vermesini bekledim ama yüzünde en ufak bir hareketlilik yoktu. Bir kaç saniye sonra kafasını bana çevirdi, konuşmaya başlayacak sanıyordum ki boş boş bakmaya devam etti.

Ne yapmam gerektiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Ellerimi birbirine kenetleyip Fatihe doğru 2-3 adım attım.

Aramızdaki manevi boşluk takdire şayandı.

-"Dilruba nerde Fatih?"

-"Cehennemin dibinde." kısık sesle söylediği bu cümle sesinin aksine o kadar sert ve soğuktu ki.

-"Sen de gitseydin peşinden"
Sesimin biraz daha yüksek çıkması öfke kontrolümün elimden kayıp gittiğinin göstergesiydi.

-"Hazal kafam ne seni, ne de saçmalıklarını kaldırmayacak, ya sus ya gideyim." dedi. Ses tonu hala aynı seviyedeydi.
Söylediği şeyler ağır gelmişti.

-"Benim saçmalıklarım değil mi? Benim saçmalıklarım! Sen burada o kızla sarıl ama ben saçmalayayım değil mi?! Sana sorduğum sorulara bile cevap vermeyecek kadar mı tahammül edemiyorsun bana? Sana Dilruba nerde dedim, Dilruba nerde!?"

-"Cehennemin dibinde dedim ben de sana." deyip yavaşça koltuğa oturdu. Kafasını geriye doğru atıp bütün ağırlığını koltuğa bırakmıştı.

-"Tamam." deyip kapıya doğru yöneldim. Burada biraz daha kalsaydım yıkılan sadece hayallerim değil, bu ev de olabilirdi.

Tam kapıyı açmışken kolumu tutup geriye doğru yalpalamamı sağlayan, soğukluğunu üzerimdeki giysiden bile hissedeceğim el arkaya dönmemi sağlamıştı.

-"Ben bittim Hazal. Sen beni görüyorsun... Halimi görüyorsun ama bana sorduğun ilk şey Dilruba nerde? Bu kadar mı önemsizim lan senin gözünde, evcilik oyunu mu oynuyorsun?"

İstemsizce gülüp kolumu Fatih'i elinden çektim.

-"Sana sadece gülüyorum Fatih, keşke bazı şeyler için bu kadar basitleştirmeseydin her şeyi. Midemi bulandırıyorsun." deyip arkama döndüm. Kapıyı açıp hızlı hızlı yürümeye başladım. Soğuk havayı hissedince midemde hissettiğim bulantı biraz da olsun geçmişti.
Bütün dünya ayaklarımın altından kayıp gitmiş gibi hissediyordum, boşlukta hissediyordum.

Fatih'in neden bu kadar sert konuştuğunu açıklayamıyordum. Beynim de kalbim de durmuş gibiydi, ellerim titriyordu.

***
Fatih'ten
Hızlıca ayakkabılarımı giyip Hazal'ın peşinden yürümeye başladım. Aradaki mesafeyi beni farketmesini engelleyecek kadar bırakmıştım.

SANA HAYIRDIR!Where stories live. Discover now