dört

6.9K 676 203
                                    

HAZAL'DAN

-Saat geç olmadan gidelim hadi

Musab kafasını sallayıp Fatih'e döndü;

-"Abi bize gidiyoruz hiç itiraz istemiyorum, babama haber bile verdim o da çok merak ediyor, tanışmak istiyor seninle."

İçimden Musab'a sövmeye devam ederken kızlarla beraber ayaklandık. İnsanın sevmediği ot burnunda biterdi deyimi vardı ya onu yaşıyordum sanki şu an..

Hesapları ödedikten sonra oturduğumuz yerden çıktık. Musab artistlik yapıp kızların hesabını da ödemişti.. Herkes biliyordu işinin gücünün olmadığını-okuyor olduğunu- ama baba parasıyla centilmenlik yapıyordu işte..

Eve doğru yürümeye başladık. Bizim sokağın başına gelince Dilruba;

"dörtlü kombooo" deyip hepimize sarıldı. Sarılırken hepsi kulağıma "oha" yı nidalı şekilde fısıldamıştı. Hemen geri çekildim Musablar'ın uzaklaşmasını fırsat bilip konuşmaya başladım.

-"Neden sizin ergenliğiniz bitmiyor ya! Gidiyorum ben, hadi işinize."

Kızlardan ayrılıp adımlarımı hızlandırdım. Binaya giriş yapmıştık. Asansör oldukça küçüktü onlarla asansörle çıkmak istemediğim için merdivenlere yöneldim.

-"Abla gel sen buraya, biz çıkarız."

Yerim seni şirin sosis.

6 katlı binanın 5.katında oturmak yorucu bir şey öyle bakmayın. Hemen koşa koşa asansöre bindim. Asansör 5.kata geldiğinde Musabın ayakkabılarını kapının önünde gördüm. Koca bir yuh çekmeden edememiştim.

Annem bir hareketlilik hissedecek ki kapıya zaten açık olan kapıya kadar geldi. Ben ayakkabılarımı çıkarırken konuşmaya başladı.

-"sen odana geç ben de gelirim birazdan, yemeği orada yeriz"

-"Ben de Musablarla kanka kanka yemeği düşünüyordum iyi ki hatırlattın anne"

İtici bir şekilde gülümsedim.

İçeriden gelen gür erkek sesleri kendimi şalımla asma isteği uyandırıyordu. Bir eve 2 tane oğlan yeterdi 3.sü gelmemeliydi...

Odaya gitmeden mutfağa doğru yöneldim.
Buz gibi suyumu doldurup sağ elimle yudumlamaya başladım.

Tabii ki oturuyorum ayakta su içilmez, anlarsınız ya..:)?

Bir büyük yudum daha alacağım esnada Musab'ın;

-"Abi madem bu taraflarda bakıyorsunuz evi, bizim alt kattaki daire boş. Geniş, rahat rahat sığarsınız. Bizim evin aynısı zaten."

Demesiyle öksürük krizine girmiştim. İçtiğim su burnumdan damladığında işin ucunun kaçtığını anlayıp yere çöktüm, öksürmeye başladım. Bir dakika boyunca aralıksız öksürdüğüme yemin edebilirdim.

Sırtımda bir el hissettiğimde yanıma doğru döndüm. İmdadıma yetişen kişi tabi ki Musab'tı.
-"Abla iyi misin?"

Zorlanarak konuşmaya başladım,boğazımdaki o gıcık hala geçmemişti.
-"He çok iyiyim (!)"

-"Yav ben seni öldün sanıp mevlidinde dağıtacağım kokoreç sayısını bile hesaplamıştım. Bir daha dene bakalım ya. Hadi koçum öksür!"

Deyip sırtıma 2 kez geçirince istemsiz olarak tekrar öksürmeye başladım. Boğazım sızlıyordu. Elini sırtımdan çekip yanımdan kalktı. bebekler boğulduğunda annelerin alınlarına baş parmakla yaptığı hareketi alnıma yapınca yüzüm çok komik bir şekil alacak ki gülmeye başladı.

SANA HAYIRDIR!Where stories live. Discover now